Yunus Güzel Şiirleri - Şair Yunus Güzel

Yunus Güzel

Şimdi sen yoksun ya,
öylesine şaşkın ki yüreğim
çarpmaya bile korkuyor...inan

ahh, bir görebilsem seni
tutuversem ellerinden...

Devamını Oku
Yunus Güzel

saksı tanımazdı çocuk menekşelerim
mor kokular yayılırdı evleklerden
dağlar Pir Sultan’a verilmiş,
haberimiz bile yok…
olsun, sokaklar bizimdi ya,
Deli Dumrul da kimdi?

Devamını Oku
Yunus Güzel

seni bekliyorum
yıldız yıldız gözlerim
gel artık geleceksen,
ağartmadan saçları
yıldızlar sıkıldılar sevdiğim,
tutamıyorum gözbebeğimde onları...

Devamını Oku
Yunus Güzel

Onların kaşları doğuştan çatık
gökyüzü yıldızsız,
geceleri hep karanlık…
ay düşmez denizine
isyan sözü bilmez dilleri
içindeki aslanın pençesi tırnaksız

Devamını Oku
Yunus Güzel

Sana inanmıştık biz;
'sen yanmazsan,
ben yanmazsam,
biz yanmazsak,
nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa' demiştin.
35 aydın Madımak'ta yandık,

Devamını Oku
Yunus Güzel

Bir avuç belledik gökyüzünü
İki damla yağmurdu bahar
Ter kokan koğuşlara yaz dedik
İçemedik avuçla soğuk sularından
Duvarda asılıydı dağlar...

Devamını Oku
Yunus Güzel

Gidiyorsan,
Ardına bakmayacaksın
Bir uçurum izleyecek seni
Gölgeni düşürmeyeceksin uçuruma
Gittiğin yerdeki gökyüzünü düşüneceksin
Ve yağmak için seni bekleyen bulutları…

Devamını Oku
Yunus Güzel

Güneşin koynunda uyuyordu deniz
Birazdan çekecekti güneş,
______ ellerini usuldan...
Sallanacaktı hilalin beşiğinde
Ay düşecekti ıslak tenine,
______ ilk akşamdan...

Devamını Oku
Yunus Güzel

Yalnız kalmak istiyorum diyerek,
Dünyanın öbür ucuna gitsen ne olur…
Yalnızlığı damardan almışsın
Sığınacağın tüm limanlar sana doludur...
Üçyüzaltmış derece yolculuk sonrası,
Dünyanın öbür ucu dediğin yer,

Devamını Oku
Yunus Güzel

Sesi kısılmıştı rüzgarın akşamın serinliğinden, karanlığa alışamayan gözleri, hiçbir şeyi seçemiyordu.. Önüne gelene çarpıyor, özür bile dilemiyordu.
Kentin bütün sokaklarına destursuz dalıyor, ne aradığını bilmeden öylece serseri dolaşıyordu.

Aklından neler geçmiyordu ki, ama aklından geçenlerin hiçbirini tutamıyordu. Tam bir şeyi düşünürken, hınzır bir düşünce onun yerini işgal ediyor, hınzırların sayısı gittikçe artıyordu.

Portakal çiçeği kokusu yüklenmişti kentin en büyük caddesinden. Binlerce ağaca uğramış, bütün çiçeklerin kokusunu içine çekmişti.

Devamını Oku