Ben yeşil yaprakların sıska dalıyım
Şu uçsuz kırlara orman olasım gelir
Daha beş aylığım daha doğmadım
Şu yüce dağlar başına çıkasım gelir
Ben daha yeni öğrendim ana dilimi
benim işim alıp vermek
hep tazeyi alırım ben
tane tane inci dermek
giyer geri veririm ben
hiçbir ücret O’na vermem
Hani mutfakta tabakları, bardakları
Kırmıştım ya Anne küçükken,
İnan bilmiyordum neden kırdığımı
Belki de başka oyuncak bulamamıştım
Belki de arkadaş !
Yıldırımlar çarptı ıssız gecede
Ormanlar devrildi bela cümlede
Beyaz ay neden karalar giyinmiş
Elemden acılar yüzüne sinmiş
Seherde çıkarken yüzün görseydim
Sensizlik kıvılcım çakıyor şimdi
Yazık bana nasıl seni üzeyim
Başımdan dumanlar çıkıyor şimdi
Yollarda arıyorum yokmu bir haber
Şehrin arkasından gün yine battı
Çarparak kırılarak gelir yeni bir bölüm
Seni doğuracak kim şimdi içine kattı
Sarılıp uyursun üstünde elbisen ölüm
İp atlıyor kayan yıldızlarda tatlı ve hüzün
Zamanı seçmek mümkün olsaydı
Ben bir seher vakti ölmek isterdim,
Son duamı yaptığımda,
Kuşlar da uyanırlar onlara da
Veda etmek isterim.
Evimin karşında bahçeler bağlar
Erikle şeftali dalında gördüm
Yazında dolaştım ovalar dağlar
Dostlardan ayrılma zamanı gördüm
Ne de yemyeşildi geldik buraya
Yaşlandı unutuldu hatıralar
Bir sen kaldın şimdi yüreğimde
Vefasızmış geldi geçti baharlar
Bir sen varsın şimdi yüreğimde
Seni gördüğümde beyaz tenli yar
boz ayı son bir fırt daha
çekmişti ki sıgarasından
oh dedi attı izmaritini
parmağını yakmadan
sincap bu ya ne olacak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!