Olur ki yaz temmuzunda, giyer de gezersin;
kalın br pardesü
en fazla deli derler...
ardından güle güle...
aldırma...
Birazdan kalkacak bu gemi
onu da alıp götüreceğim
ama bir türlü evet
evet demiyor anne
Evin çatısı kapısı bir kenarda
camları çerçeveleri rüzgarda tiril tiril üşümekteyken
Cemile baktı baktı
işaret parmağıyla orta parmağını birleştirip dudağında
Firkatin öldürmezdi
bilirdim ufalardı
aşkın ömre bedeldi
cümlenin sonuna nokta olurdum
belli ettiydi aşk bittiğini gülüşleriyle
Gecenin en ıssız bir saatinde
bir ses
zamana sarıla sarıla
çığ olup düşer merdivenlerden
Bir darbe-i dert idi ki derdin girdabına düştüm
melek sandım ol dilberi vallahi narına düştüm
meğer ne meleği mirim bir ateş çemberi sanki
bad-ı sabâ sandım onu kandım didarına düştüm
Bir çift mücevher o gözler sanki birer yeşil zeytun
kaşları var hilal gibi dudakları gülbeşeker
sedef gibi bir teni var nedense biraz solgun
bakışıyla sanki panter silahsız vurur her dem gun
Çok dertliyim ufaklık
kulak ver bana
şimdi ben bu şiiri yazmasam olmaz
ey halden anlamaz
susuz kalınca çiçekler
Şu benim yarim erçel doru ata biner
süvari
bazı neşeli güleç
bazı da kapı duvar
şahsuvar
Şiir var kara gün içindir; sakla!
Günü gelince çıkar ortaya...
Şiir var sevgiliyi takar oltaya...
Kimi şiir sitem eder, kahreder,
Deli eder.
Kimi şiir hep metheder...
Ağzımızın tadı, huzurumuz, ruh sağlığımız bozulmadan, iyi bir bayram geçirmemiz dileği ile, sevgiler, selamlar...
Sağlık, esenlik ve 2024'ü aratmayan bir yıl dilerim,
Sevgi, saygı, muhabbetle...
Gündemi ve "insanı" meşgul eden tüm kirliliğe, nefret ve ayrıştırma diline rağmen, "ağız tadıyla" iyi bayramlar dilerim...
Saygı, sevgi ve muhabbetle...
Mustafa Bay