Yol Bekler Şiiri - Halil Kumcu

Halil Kumcu
56

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Yol Bekler

Gün geçmiş ve kurumuş yapraklarda,
Gökyüzünün rengi solmuş dağlarda.
Bir kuşun sesi örter her yarada,
O, düş kurduğum yürekte ağlıyor.
Küçük, kasvetli şehir her satırda...

Bir türlü zaptedilmez dizginlerim,
Saçımda büyüyen iç çekişlerim.
Soluk soluğa kıldı hayallerim.
Zulümle âbâd olanlar direndi,
Âhirim berbat oldu, kahrederim.

Tutunamadı sonbaharım yağmura,
Hiç bitmeyecek hasretim dağlara.
Tanrı misafiri gibi camlara,
Yanık bir türkü yükseldi içimden,
Sırtımdan geçti, bağıra çağıra...

Ellerinle tüter sesim gurbette,
Yalan dünya, "Ah!"la geçer elbette.
Yârim, kartallar uçar harabede,
Sesinde demlenen çocuk ölürken,
Kelebek taştan taşa vurur dipte.

Gitmeliyim, kapım çalar aşk ola.
Sen, sen ol, herkesin hayali olma.
Candır bu can, yoğrulsa da toprakla,
Yazık! Kavuşmanın sonu ayrılık,
Gülmenin sonu ağlamak mesela.

Ah, garipliğin ağır yorgunluğu,
Hüznün sabah salâsında buyruğu.
Doğan ayda, yağan karla soluğu,
Eskiler "hazan mevsimi" der, "güz" der,
Hiçlikle hiçlik arasında çoğu.

Giderken bir şeyler söyle ya da yaz,
Anne koynu kadar sıcak bu ayaz.
Bu hülyaya açık pencerem susmaz.
İnanması çok zor olsa da bir gün,
Saran beyaz kefende canın yanmaz.

O an, nefesin kesilir, soğursun.
Bekle ki kalbim kalbine dokunsun.
Aldatıcı pembeliğe mecbursun...
Yol bekler beni fenadan bekaya,
Ey fani, yine kasım yorgunusun.

Halil Kumcu
Kayıt Tarihi : 10.2.2025 16:34:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


“Yollar bekler, insan gider; ama bazı yolculuklar ruhu asla terk etmez."

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!