Boş yere hayeller kurma ey şair
Düşlediğin dünya değil bu dünya
Uyanıkken rüya görme ey şair
Yozluklardan yana sebil bu dünya
Hasta vardır
Yaşamanın yükünü
Artık usanmıştır çekmekten
Bir kurtarıcı gibi bekler ölümü
Yel üfürür yılları,kalan hatıralardır,
Gönüllerde yerini alan hatıralardır.
Bize tüm dünyaları bağışlayan kimi gün,
Kimi gün bizi bizden çalan hatıralardır.
Dindar nesil yetiştireceklermiş.
Kimler?
Bu paragözler,
Bu mal mülk budalaları mı?
Bu yalancılar,
Dolancılar,
Bölük-pörçük sevinçlerle,hazlarla,
Türlü acılarla,elemle geçer,
Öncelere geleceğe ömrümüz,
Sonra hep geçmişe özlemle geçer.
Öyle iktidarlar var ki günümüzde,
Hem ‘Söz milletindir’ der,
Ve hem kendileri tıka basa yerken
Milletin işçisini,
Memurunu,
Emeklisini yarı aç yarı tokluğa mahkûm eder
Sayın iktidar;
“Armutun sapı var,
Üzümün çöpü var” dercesine
Kendiniz açısından bazı sakıncalar görerek
Millî bayramlarımızı kutlama biçimlerine
Bazı kısıtlamalar getirdiniz,
Bir aile reisi düşünün ki
Reislerin en tuhafı
Kendi ailesinden çok
Başka ailelerdedir aklı
Ama kendi ailesinden öte
Başkalarına da dokunmaz pek hayrı
İlk gençlik yıllarımda tanımıştım onları.
Genellikle ticaret yapan babaların
Ticarete heveslenen çocuklarıydılar,
Benim öğretmen,
Doktor
Veya Subay olmak istediğimi öğrenince
Vaktiyle bir türban yasağını zulüm sayanlar
Birçok şeyi yasaklıyorlar şimdi,
Bu gidişle daha da yasaklayacaklar.
Densizliktir,
Dengesizliktir,
Vahim bir tutarsızlıktır bu,
yeni şiirlerinizi görmek istiyruz.....