Sevdaya değil ama bitmeyen sitemine,
Sessizce boyun eğen dilimedir isyanım.
Ayağımın altından kayıp giden zemine,
Yalan aşkla serilen kilimedir isyanım.
Kaybolan güvenimi koyamazken yerine,
Çağırmasın boşuna, yerim hazır durmasın,
Çilemi çektim yeter, gelmek istemiyorum.
Açtığı yaralara anılarla vurmasın,
Nerdeymiş bunca zaman? Bilmek istemiyorum.
Acılarla yaşadım, yüreğimde sakladım,
Daha neler göreceğiz biz neler,
Şehir olmuş yanık yıkık köy hocam.
Kırk yıl hatır barındırmaz sineler,
Kahve öldü dem tutmuyor, çay hocam.
Yüze gülen sinsi dostlar pusuda,
Gücün yok anlıyorum seferler yordu seni
Son kez denize açıl yarimi de bul, getir
Aşıkları taşıdın kavuşturdun seveni
Hüzünlü yılları al, umut dolu yıl getir
Notası hasretten, sözleri hüzün,
Çalmaktan yorulan sazlar kırıldı.
Söylenip bittiği yerdeyiz sözün,
Kaderin cilvesi, sona varıldı.
Çoğalan şüpheler alevli yandı,
Kabir kuruldu yüreğime anne
Dört yanı dua
Dört yanı hasret
Bir mezar taşı çakılı tam ortasına
‘’Sevgili babamızın ruhuna Fatiha’’
Gözyaşlarımız duruyor üzerinde
Zaman çizgisinde kaybolan yollar,
Yürümen içindir durmadan yürü.
Sağından solundan uzanan eller,
Üstüne kirini sürmeden yürü.
Dört yana dizilmiş kahpeler mertler,
Hesabı görmeliyiz madem karar zamanı,
Yanında harcadığım yıllarım ne olacak?
Yüreğim alev alev saklanmıyor dumanı,
Rüzgarında savrulan küllerim ne olacak?
Kumaşına uymadı sevgimizin deseni,
Ağır aksak yürürken sevdamızın peşinde,
Göz süzüp çağırana koşuyorsun durmadan.
Her gün bir başka güzel salınırken düşünde,
Sana çapkın diyene şaşıyorsun durmadan.
Senin sevda sandığın perde kapatmış oyun,
Aynı madde ama elmasla kömür,
Birisi yakılır biri takılır.
Kimisi yaşarken cefasız ömür,
Kiminin gözünden yaşlar dökülür.
Çalışır çabalar dünyalık toplar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!