bir damlanın içine sırlanmış karanlığım
bilmiyorum, yarın nereye yazılır adım
katlandım hilkatin insanlığına
katlanıp küçülen kağıtlar gibi
daha kalın bir duvarım artık
biliyorum kesemez beni makaslar
açılsam da bir bütün değilim fakat
her katımda ince derin çatlaklar
na
sokak lambalarını hırsızlayan sapanla
geceden içine
karanlıktır çaldığın
etrafı karardıkça parlayacak
geceleri uzatan
ve karartan gündüzleri
zehr-i aşkın cömert sâkisi
uyuşmuş idrâkime saplanmış
paslı çivi
sensin
kalbi, karanlığın koynunda korkuyla kaplı
nasıl? ne zaman? nerede? neden?
bilmiyor. baştan beri böyle miydi bu?
adını aklından alan acaba
sanki sonsuz sessizliğin soğuk soluğu
yoksa yanlış yaşamanın yorgunluğu mu?
kimsesiz kalmış sesim
onların değil
kimin
kimsenin duymadığı
kalabalık bir sesim
bu gürültüm içinde
sözünün şahidi olmadan ölüm
kalben duymayacak kimse sesini
o vakit taşlar da duyacak ancak
geçmiştir gülmenin diri günleri
/azar azar azaldı azığı aklın
delilik döküldü dilinden düşüncemin
sersemliği sevgilim sallanan sarkaçların
tik tak'ları tabutu tükenmiş takatimin/
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!