Vay ki dünya unutmadı vatan satıp öleni
Pankartlar asıldı zamanın hainine
Kim ki dünyada bir alacağı vardı ebedi
Peygamberden büyük müydü?
Var mı şahitlik edeni…
Sonbaharda dökülen yapraklar
Dağlarda inadına kar
Gökyüzünde alımlı bulut
Ne uğruna yaşamak?
Ey benim sevdamın hüznümün mutluluğumun meyvesi
Yüzümün gülücüğü, ömrümün kifayetsiz neşesi
Sessizliğinle irkildiğim suskunluğunda korktuğum
Çaresizliğinle çırpındığım, nitekim görmeden yapamadığım
Kahrolasın tahta masa,
Sensiz olamazmıyız.
Bu şehirde bir an bile,
Yalnız kalamazmıyız.
Bu karabasan geceler sana.
Uykusuz gözlerim bensiz sen.
Kısmet, belki bir gün yanyana,
ölmedim, yaşıyorum ben...
Kimsesizlik, kimsesizlik
Bir bıçak yarası
Bitmek bilmez bir illet
Kabuslar var gecelerde
Uğultular var hep
Nasıl yapsam kurtulsam
Karardı ruhumun gözleri, kanadı gönül bildiğim
Seslerim çığlıktı evvelden haykırışlarda boğuldu
Çaresizlik bir yağmur damlası misali bu arsız tını
Yeminler ettim ay bu gece Tövbesinde tutuldu
Kopardı inancımın telini, Yarım kaldı söz verdiğim…
çal kemanı kemancı
dertliyim dün gibi
bu gün gibi yarın gibi
hayat denen mekenda
koşuyorum deli gibi
uçurumlardayım
Söndürün bütün kandilleri,
aydınlanmasın sokaklar.
Karanlığa bürünsün bütün şehir,
görünmesin gözümdeki yaşlar.
Ne kadar güzel burda semalar
Cıvıl cıvıl çiçekler papatyalar
Hisar gözlerime bakar ve ağlar
Ne kadar güzel burda semalar
Ne kadar güzel burda rüyalar



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!