Rüyalar kadar uzaklarda
Estikçe esen bir rüzğar
İitiverir anılarım beni uçuruma
Savrulur gözlerimden yaşlar
Kimseden korkmadı
Hep çökmüştü omuzları
Sonra sonra anladık
Hayatını zindana attığını
Hep söylerlerdi inanmazdık
Sabahları çıglıklarla uyandığını
Yaşa ey güzeller güzeli sevgili, sen bu dünyada yaşa.
Derdi vur sevdanın boynuna, yüreğimi çal taştan taşa…
Bahtına küsme, gözlerime bak; al sana bir temaşa.
Her katre bir pişmanlık gözlerimde baştanbaşa…
Ben yalnız, ben kimsesiz,
Ne bir sevdiğim var,
nede köhne dünyada bir evim.
Kaldırımlar kilim,
kuytular mutfağım,
kış geceleri yorganım,
Akşam oluverdi birden,
Ne oldu anlamadım.
Ne vakit geldi karanlık?
Ne vakit terketti,
Bütün ihtişamıyla aydınlık?
Ara sıra düşünüyorum,
Sabahları tatlı yapan
Alarmın inletici sesi
Ve kalkış derin uykudan
Sonra gariban sofrasının
Olmayan zeytini, peyniri,
Gökyüzüne bakakaldım yine dün akşam,
Yine sen geldin aklıma,
Gözlerimi kapatamadım yine dün akşam,
Çaldı kapıyı gözyaşlarım anlatamam.
Karşıki denize bakakaldım yine dün akşam,
Ganitada fakir balıkçı sandalını
Reisin yerini,
Köyümü köyümü özledim
Taksimdeki güzellikleri
Senden üstün tutup
Kaderin beni savurdugu İstanbul'u
Hani hep bir masal vardır
Mutluluk, huzur, kahramanlık
iki el vardır apayrı
Birden tutuşu verir
Kıpkırmızı olur yanakları
Gel zaman git zaman
Bir daha yazmayacak kalem
Bir daha oynamayacak yazlık sinema
Heybemdeki güller gülmeyecek
Ve sonra sen gelmeyeceksin
Buluştuğumuz orman yoluna
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!