Ben yarimi görmeliyim,
Dediler ki her gün ağlar,
Saçlarını örmeliyim,
Yolu açın bana dağlar.
Öte yanda bir gelin var,
Ağustosun Eylüle yüklendiği günler,
Altınolukta günlerden perşembe,
Uyandım seherin bir vaktinde,
Şafak söktü sökecek.
Penceremi açtım oh ne güzel,
Burcu burcu kokular,
Kilise çanlarında bir yankıdır,
Bu bizim yalnızlığımız…
Bir gülümsemede yoktur;
Şu ütopik gözlerde.
Güneşe baksak gözlerimizi kamaştırır
Rüzgara çıksak saçlarımızı karıştırır;
Kutuplarda inuitim,
Yeni dünya’da,
Aborjin.
Sam amcanın,
İşgal ettiği,
Geniş topraklarda,
Rüzğarları hür bahçeleri gül
Kuğulu akan ırmağı gürül
Coşuyor anam şu deli gönül
Cerit eline hoşgeldiniz hey
Herbir ferdi de bak akrabamız
Köpekler,
Ah köpekler,
Akşama hırlayan itler,
Sabaha uluyan köpekler...
Yemek yiyen,
Acıkmış,
Yine güneş batıyor mu ne!
Üstümüze ne zaman doğdu ki,
Hiç hatırlamıyorum bile...
Sarhoş düşüncelerde,
Bu masada kaçıncı akşamım!
Ayarı kaçmış be gardaşım,
Hedefinde ölüm hedefinde zulüm,
Senin hedefinde ağıt ve gözyaşı var.
Şarjör'den namluya sürülen,
Hiç adres sormadan giden,
Ey uğursuz katil kurşun?
Bilir misin namlu'dan çıktığın anı?
Şairin sihirli kaleminde,
Hünerli ellerindedir mutluluk.
Dağlarda taşlarda,
Yüksek tepelerdedir mutluluk.
Bir şahinin pençesinde ölüm,
Keskin gözlerindedir mutluluk.
Kör akşam çöktü hava yine karardı,
Şu ikinci koğuşun üstüne.
Zifiri gam yükü sardı...
Akşam oldu yeniden.
Beş sene,sekiz ay,iki günden
Bu kaçıncı dertli akşamım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!