İzlenilen bir şeyin yoksa,
Yaşamın kısa metrajlı filminde,,
Sen seyirci misin şu cep sinema'da?
Yoksa sen figüran mısın;
Silik silik olan karelerde?
İşte o zaman;
Doğduğum büyüdüğüm o şehri,
Sana nasıl anlatsam!
Nereden başlasam bilmem ki! ..
Şimdi çok uzaklardayım amma,
Bana hiç yabancı değil ki.
Gurbet elden sılaya,
Ne mutlu Türküm diye dememiş mi atan
Bundan gocunma gafil şehitin var yatan.
Yurdun,namusun için savaşan atanı
Tanımazsın riyakar kefensiz yatanı.
Ceyhan nehri akarmış bulanı bulanı
Ovaya düşman çökmüş dolanı dolanı
Bu millete şehitten yeterli kalanı
Altı ocak Ceyhan'ın kurtuluşu bugün
Şu Adana Ceyhan'da her yer çalkalanmış
Ülkesinin karanlık günlerini görür,
Meşalesi elinde hedefine yürür.
O ezilen halkların safında yer alır,
Tuttuğu ışığıyla göğü aydınlatır.
Yüreğim kaldırmaz bırakıp gitme,
Gidenler dönmüyor duyuyor musun?
Boş ver karanlığı gel inat etme,
Gözlerin kapalı uyuyor musun?
Uzak yoldan geldim yollarım taşlı,
Bizi hep bir varmış,
Bir yokmuşlara inandırdılar.
Bu hayatın ne zaman,
Sır perdesini araladık,
İşte o an!
Eğik başımızı biz göğe kaldırdık;
Şu anamın benzi soluk,
Teri akar oluk oluk,
Gözlerine nurlar doluk,
Adana'nın sıcağında.
Yatar benim güzel anam,
Sen ki Oğuz Türklerinin Beğdili’li boyun'dansın,
Sancakların Boz okundan Ceritler’in soyundansın,
Altayların mert çocuğu Aralların koyun'dansın.
Unutma Cerit uşağı aslınız nesliniz bir bey,
Türkmen anasından doğan Türkmen çocuğusunuz hey.
Ötme bülbülüm ötme şu kışlanın başında,
Asker oldum yenice bende yirmi yaşında.
Hep şehitlerim yatar toprağında taşında,
Yeter ki dalgalansın benim nazlı bayrağım.
Savaşırım düşmanla vatanımdan atarım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!