Yıpratır rüzgar deprem sarsar zaman gelip geçer
Diner fırtına üzme kendini artık sakın üzme sen
Kabuk tutar kanlı her yara demiştim ya sana ben
Bahar yağmurunu gözlerinin rengindeki toprak içer
Ne mavi denizlerin sığ artık ne de bulanık ufkun dar
Yalnız değilsin bu zorlu kavgada artık bir yoldaşın var
Benim toprak gözlerine sevgiyi eken adam
Kirpik halinde yeşerdi kapkara sevdam
Sonra sen yeşerttin umudumu gözyaşınla
Kirpiklerin serpilip çoğaldı iki kalem kaşınla
Sevda ölümlerden beter derdi var dermanı yok
Bir sultan ki şanı yeter zulmü var vicdanı yok
Hasret ateşiyle yakar baştan ayağa lav akar
Aşık cehenneme bakar narı var dumanı yok
Derdine
Düştüm aşkın derdine
Ne gelir yar ne gider
Bilemedim derdi ne
Ah yasemin çiçeğim
Gönül evimin kapısından eksilmeyenim
Yalnızlığımın rüzgarıyla tir tir titreyen
Tek söz etmeyen yanından selamsız geçişime
Zaman el ele geçer
En çok nerde kaza olur biliyon mu dedi
Karadenizli bir taksi şoförü
Kaza yapan araca yardım edersen
Canından olursun
Cesaret verdi valla
Çok yordu yıprattı bu hayat beni
Ben bittim sandıkça başlara döndüm
Çevirmek zor gerçek denen dümeni
İnanılması güç düşlere döndüm
Şu yaralı gönlüm maziyi anar
Sil baştan her şeye başlanıyorsa
Ayrılık pusuya yatmış demektir
Aşkın gonca gülü yaşlanıyorsa
Vedanın kaktüsü bitmiş demektir
Konuşturmuyorsa bağırtıyorsa
Gözlerin fitne sokmuş bakışlarıma
O gün bugündür arası açık kirpiklerimin
Gecelerin ülkesinde uyku yabancı bana
Leylaklarda mor kanatlı kelebek gibi gülüşün
Esen yelden bile ürker rüyalarım oysa
Alışamadı bir gün açan kaktüse
Gönlüm aşka esir oldun çırpınma
Kapıları kırıp çıkamıyorsun
Sen göğsümün kafesindesin ama
Nefsini içine tıkamıyorsun
Yalnızlık ateşi aşkı var etmiş
sevgili dostum bende yazıyorum nacizane senin şiirlerini de okudum ve okurken bir çoğundan keyf aldım yüreğine sağlık şiirlerini imini kullanarak pay yapacağım