bu şehrin yollarını bilirim
yağmurda yıkanmış suretini
karla örtünmüşlüğünü de..
peynir taşı derler burda
tuzdan kolay aşınır
'anlamın ağırlığıyla aklın darlığı arasında
ne çeşit bir orantı varsa artık
daha çok içimize büyüyoruz bi yaştan sonra..
yıl iki bin on dört ve geriye doğru ilerliyoruz..
yolumuz uzun bu günlere dönmemize yıllar var daha..
gözlerinin nesi var ağını kaygıdan örmüş
örtüsü başka iklimi hiç bir kara parçasına benzemiyor..
derin denizler büyüyor içinde tortusu dibe çökmüş
rengini kafiye tutsa beni su tutuyor..
böyle feribotla geçiyor bakışın boğazımdan
iki yakam bir göğsüm akşam üzeri..
bu geceye de sığıyoruz eski bir romandan bozma
az kullanılmış bir kelime edasıyla arka planda kalarak
sıkıştırılmış zoraki amaçsız ve bir yandan
üstümüze toprak atılmış gibi razı olarak karanlığa
ne bir sorgumuz var ne merakımız
şimdi boğaz sularının serinliğinde
bir sonbahar hüznünü yaşıyorum..
aramızda yalnız anıların gülümserliği
ve mevsim yaz..
ne ben oradayım ne sen burada
/an/
kollarını iki yana aç kanamalı bir bulut geçiyor
ruhumuzu ıslatan bütün yalanlar kadar siyah
sesinden bir parça ışık sun içim içimden geçiyor
karanlık diz boyu ölüm hükümdar mutluluk seyyah..
iyisi mi bütün gözlerini al dökül yüzüme
bu çöl bu şiiri doldurmaz yoksa kasa açık çıkar
fişler afişler ve gidişler kalır elimizde
tutar bu yalnızlık da içimizde patlar..
sonra şehirler tüner göz kapaklarımıza
ayçiçek tarlalarına gömülmeden önce
iki ağaç arasında bir hamaktım..
gülen çocuklar salladım kucağımda
koşarken yanaklarındaki aldım
ham üzümlerle kamaştım ağızlarda,
kırmızı karanfil kadifesinde düşen akşamlardan
elleri nasırlı şiirler biriktirdik..
sahil kenarlarında bitmeyen korkularınız vardı o zamanlar
med cezirlere marmelat diye yutturup yedirdik..
yürümeyi sevmeyen bir Pisagor amca vardı
dik kenarlı diye aşkın uzun yolu
o bunu biraz kısalttı..
ortak bölenlerin en büyüğü yalansa
ortak kalanların en küçüğü aşktı..
Aksal ailesine mutlu ve sağlıklı nice nice yıllar diliyorum. Sevgilerimle..
büyük onur duydum.. saygılar sunuyorum, var olun..
öyle ki melekler uğurluyor sizi düşlerin deryasına
kendi zarfının içine kapanmış mektuplar kadar dünyasızsınız
bu yüzden her sabah başka bir evrene açılıyor gözleriniz
akıp giden hayata - meydanlara ve kavgalara bitarafsınız..
ve sıvaları dökülüyor artık dokunduğunuz evlerin ...