hayvan insanın kaybettiği onurudur
insan hayvanın çalınan benliği
isa nın çarmıha gerilen kolları
ne meryeme ulaşabildi ne tanrıya
nede havva ademin yasak meyveyi yemesine
engel olabildi.
yasadışı kentin resmiyete bürünmüş caddeleri kusuyor bedenimi
girdiğim her karanlık sokak tanıyor beni kahretsin
anestezi ile uyutulmuş beyinlerin hücresinde kaybolduk
farkındamısınız...?
eğer farkındaysanız olmayın,acı veriyor yapmayın
ama uyanın gözleriniz uyuşturucu etkisinde
annelerin günü olmaz günler sonsuzluğa yakışmaz
bir annenin komplo teorilerine kurban gitmesiydi yaşamın kendisi
uçurumda açan kardelen çiçeğinin
kar'ı delip geçmesi, babamın
döl yolundan akan her damla spermin
dna sı toprağın memeuçlarında unutulmuş
bir kuş kadar kırgın saçların
annem bizi yeniden doğursun
çöl ortasında bir yılanın,çocuk parkı talebi
kabul edilmeyecek belki
göğe bakalım,belki deniz, evlat edinmek için
yeryüzünü yeniden doğurmak var şimdi.
annemin ırksız,dilsiz rahminden
ve değişmeyen kelimelerin tekrarı dır gece
her ölü otopsi raporu istemeli,yaşayanların
soğuk morglarından
oysa şimdi gerçek çarpar yüzüme
maviye bürünmüş bir adamın siyaha çalan esir düşleri
kasıklarından çıkan bir çocuğun esir kampında
saklambaç oynadığı saklanamadığı kuytu köşelerde
sobelenmiş bir ölümün ayak seslerine karıştı ansızın
adam kendi çocukluğunun hevesinde
seni çocukluğundan öpüyorum
hiroşima zaten kötü bir masaldı
omuzlarının çocukluğu kötü geçti
ve elindeki pamuk şekerinin sayısız travmaları vardı
seni içtiğin sigarandan öpüyorum
külü savruldu,yaşadığım kentin ölü mecralarına
şizofren tanrıların mezarlığına benzeyen kentin
en işlek caddesine adım atan masum insan müsveddesi
kenar mahallenin en kızıl saçlı kadınına öykünürken
sırtında atlasın en ağır yükünü taşıyan aşksız kısraklar
cirit atıyordu,sorgulanmayı redderek umarsızca
ve kısır tanrılardan doğuyordu bir pencerenin kenarındaki
organlarını bağışlamış kelebeğin kanadı üzerinde duruyor dünya,
bir öküzün boynuzlarında değil,çocuk
via vigilandum
eylül intihar etti kendine aldığı transparan kıyafetin içinde
kırmızı bir ölümün düşü ile yaşadı oysa
en sevdiği kelimeleri vururken damarına
bir vals in tam ortasında ayakkabılarını attı satranç ustası kadın
şah lanan düş alemine,düştüğü her uçurumun kıyı şeridi
kendine çıkan bir caddenin karanlık piyonları ile doluydu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!