delikanlı sabahlardık
damarlarımızda kelebek uçururduk
gün batımı ve gün doğumu arasında
aşka susamış yüreklerimize
antik pınar çeşmesinden
su içirirdik
kurumuş yapraklarımızla öpüşürdük
su yürürdü dudaklarımıza...
gelemem artık
öyle bakma bana
en fazla
bedenlerimiz Ağlasun eteklerinde
ulu çınar ağacının altında
demli iki çay söylerim
birer bardak içer
türkümüzü söyler giderim.
Sakarya Meydan Muharebesi'ne hazırlanan
Türk Başkomuta Heyeti'nin, ordu için halktan çarık ve benzeri malzemeleri istediği haberi çabucak yayıldı. (1921)
Yunan komuta heyetinin bir toplantısında Yunan albayı Kalinski bu haberi alaycı bir ifadeyle yineleyip kahkahayi bastı.
Ancak, Yunan 1.kolordu komutanı Nikolaos Trikupis bu şımarık.ve züppe albayı kaygılı bir dille uyarmak gereğini duydu; "Fazla gülmeyin Albay, unutmayın ki ayağı çıplak Türk askeri bizi iki kez yendi."
Klasik, "9 ay hakkı"nı esas alan bir savunma yapmışsınız :)) Anne hakkı elbette ödenemeyecek denli değerli ve önemlidir. Ancak, ben sevginin kategorize edilmemesi taraftarıyım ve edilemeyeceği kanısındayım.
Sevgi, iyi kötü ayırımı yapmaz. Bir Mona Lisa gülüşünü, bir bebeğin "agu"sunu, bir gün batımı güzelliğini, hünerli bir fırçadan çıkan bir tablonun coşkusunu anında hisseder ve seversiniz. Onları sevmek için iyiyi, kötüyü, teorileri, kuralları, felsefi görüşleri üst uste koyarak veya karşılaştırarak sevmeye karar vermezsiniz. Gördüğünüz anda seversiniz. Çünkü her duygu gibi sevgi de anlıktır.
Tiyatro oyununda başrol oyuncusu rolü gereği uşağına bağırır; "Bana atımı getirin!"
Nasıl olduysa yolu tiyatroya düşüp, üstelik ön sırada yer bulmuş sonradan görme, ihale zengini bir maganda, aklınca espri yapmak niyetiyle sahneye doğru seslenir; "Eşek olsa olmaz mı?"
Deneyimli oyuncu istifini bozmadan magandaya döner ve, "Olur tabii" der, "buyrun!"
Sizin mantığınıza göre istisnasız tüm annelerin evlat sevgisi, "hastalıklı sevgi" sınıfına giriyor. Çünkü istisnasız tüm anneler, evlatlarını, ne "mal" olduğuna bakmaksızın kayıtsız koşulsuz severler.
Milan Kundera, bir romanında der ki;
"Beni, iyi yönlerim için seven kadını değil; yalancı, bencil, sahtekar, alçak, kötü olmama karşın hala seven kadını tercih ederim" der.
Zonguldak - Karabük arası demiryolu rampasını saran tomruk yüklü marşandizin 1988 model yaşlı dizel lokomotifi gibi dilim sarkmış durumdayım... Sıcaktan.
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
28.07.2024 - 19:05Sağolun Sn.Lütfü Çiftçi :))
Mavinin İzi
28.07.2024 - 18:46Sn.Aksu'nun 27 07 2024, 16.39 paylaşımına...
"İnsanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı yoktur." (Fareler ve İnsanlar, John Steinbeck)
aşk
28.07.2024 - 18:38Parasız yatılı yıllarımda, karşı apartmana aniden taşınan balıkçı kaptanın benimle yaşıt ortanca kızıyla bakışmalarımızdı aşk...
Ve bir sabaha karşı yine aniden memleketlerine taşınmalarıyla bitti. Bir daha karşılaşmadık.
Ama o bakışmalarımız -biliyorum- hala gökyüzünde bir yerde asılı...Ve ikimizi izliyor.
İçinden geldiği gibi yazmalısın
28.07.2024 - 18:30delikanlı sabahlardık
damarlarımızda kelebek uçururduk
gün batımı ve gün doğumu arasında
aşka susamış yüreklerimize
antik pınar çeşmesinden
su içirirdik
kurumuş yapraklarımızla öpüşürdük
su yürürdü dudaklarımıza...
gelemem artık
öyle bakma bana
en fazla
bedenlerimiz Ağlasun eteklerinde
ulu çınar ağacının altında
demli iki çay söylerim
birer bardak içer
türkümüzü söyler giderim.
* Kelebeğin Aşk Çeşmesi, Tamer Şarkaya
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
28.07.2024 - 18:09Sakarya Meydan Muharebesi'ne hazırlanan
Türk Başkomuta Heyeti'nin, ordu için halktan çarık ve benzeri malzemeleri istediği haberi çabucak yayıldı. (1921)
Yunan komuta heyetinin bir toplantısında Yunan albayı Kalinski bu haberi alaycı bir ifadeyle yineleyip kahkahayi bastı.
Ancak, Yunan 1.kolordu komutanı Nikolaos Trikupis bu şımarık.ve züppe albayı kaygılı bir dille uyarmak gereğini duydu; "Fazla gülmeyin Albay, unutmayın ki ayağı çıplak Türk askeri bizi iki kez yendi."
* Şu Çılgın Türkler, Turgut Özakman
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
27.07.2024 - 12:29Kendi açımdan bağlıyorum konuyu :
Görüşlere elbette saygı duyarım.
Ama bildiğim gibi sevmekten de asla vazgeçmem... İnadım inat :))
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
27.07.2024 - 11:56Benim mantığıma göre değil, sizin "hastalıklı sevgi" tanımlamanıza göre :))
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
27.07.2024 - 11:06Klasik, "9 ay hakkı"nı esas alan bir savunma yapmışsınız :)) Anne hakkı elbette ödenemeyecek denli değerli ve önemlidir. Ancak, ben sevginin kategorize edilmemesi taraftarıyım ve edilemeyeceği kanısındayım.
Sevgi, iyi kötü ayırımı yapmaz. Bir Mona Lisa gülüşünü, bir bebeğin "agu"sunu, bir gün batımı güzelliğini, hünerli bir fırçadan çıkan bir tablonun coşkusunu anında hisseder ve seversiniz. Onları sevmek için iyiyi, kötüyü, teorileri, kuralları, felsefi görüşleri üst uste koyarak veya karşılaştırarak sevmeye karar vermezsiniz. Gördüğünüz anda seversiniz. Çünkü her duygu gibi sevgi de anlıktır.
Mavinin İzi
27.07.2024 - 07:33eğer yeniden doğsaydım
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atar
ve sonbahar bitene kadar
yürürdüm çıplak ayaklarımla...
bilinmeyen yollar keşfeder
güneşin tadına varır
çocuklarla oynardım,bir şansım olsaydı eğer...
* Anlar, Jorge Luis Borges
(Şair Can Akın çevirdi)
Bilgi:
Şiirin ABD'li Don Herold'a ait olduğu da savlar arasındadır.
aşk
27.07.2024 - 07:31Aşk kapıyı çalınca, mantık bacadan sıvışır.
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
27.07.2024 - 07:29Yanlış tren, bazen sizi doğru istasyona götürür.
* Hint Atasözü
serbest kürsü
27.07.2024 - 07:24Tiyatro oyununda başrol oyuncusu rolü gereği uşağına bağırır; "Bana atımı getirin!"
Nasıl olduysa yolu tiyatroya düşüp, üstelik ön sırada yer bulmuş sonradan görme, ihale zengini bir maganda, aklınca espri yapmak niyetiyle sahneye doğru seslenir; "Eşek olsa olmaz mı?"
Deneyimli oyuncu istifini bozmadan magandaya döner ve, "Olur tabii" der, "buyrun!"
İçinden geldiği gibi yazmalısın
27.07.2024 - 07:17Saraiman, Ladaniva
?si=8Yd7U3gyyaMbe_EW
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
27.07.2024 - 00:06Sizin mantığınıza göre istisnasız tüm annelerin evlat sevgisi, "hastalıklı sevgi" sınıfına giriyor. Çünkü istisnasız tüm anneler, evlatlarını, ne "mal" olduğuna bakmaksızın kayıtsız koşulsuz severler.
nasılsın
26.07.2024 - 08:52Ben -kendime bile- uzak...
Sen?
kimsin?
26.07.2024 - 08:50Ben kavgayım.
Sen?
İçinden geldiği gibi yazmalısın
26.07.2024 - 08:48Gecenin intiharı/ydı gözlerin.
* Nurullah Genç'ten...
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?
26.07.2024 - 08:44Milan Kundera, bir romanında der ki;
"Beni, iyi yönlerim için seven kadını değil; yalancı, bencil, sahtekar, alçak, kötü olmama karşın hala seven kadını tercih ederim" der.
... Ben de "Aynen!" derim.
aşk
26.07.2024 - 08:42yanyana uzanırdık
ve ıslaktı çimenler...
ne kadar güzeldin sen,
nasıl güzel bir yazdı...
bunu anlattılar hep, yani yiten bir aşkı,
geçerek bu dünyadan
bütün ölü şairler...
bu aşk burada biter, iyi günler sevgilim...
ve ben çekip giderim,
bir nehir akıp gider...
* Bu Aşk Burada Biter, Ataol Behramoğlu
Mavinin İzi
26.07.2024 - 08:39Çocukluğumuz, kayıp cennetimizdir.
* Arthur Schopenhauer
üç şey
25.07.2024 - 15:32ona mavi boncuk + buna mavi boncuk
= sitenin maskarası
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
25.07.2024 - 11:35Değmiş.
Mavinin İzi
25.07.2024 - 11:34Anlaşıldı, çocuk büyümüş... Eh, bize de gitmek düşer.
nasılsın
25.07.2024 - 11:20Zonguldak - Karabük arası demiryolu rampasını saran tomruk yüklü marşandizin 1988 model yaşlı dizel lokomotifi gibi dilim sarkmış durumdayım... Sıcaktan.
Sen?
Toplam 1079 mesaj bulundu