Artaç Bey, katılımınız ve katkınız için ben de teşekkür ederim. Mitolojik hikayelerin zaman içinde değişikliğe uğraması ve kullanılan imgelerin farklı amaçlara alet edilmesi tatsız bir durum evet.
Ama ben, ilk ve olması gereken halini ön plana çıkarmak isterim.
Özellikle de ;
"Manevi anlamıyla Horus’un Gözü, VİCDANın gözünden hiçbir şeyin kaçamayacağını, insanın iç dünyasındaki her niyetin ve hayatındaki her davranışın hiç kapanmayan bu göz tarafından izlendiğini sembolize etmektedir."
Çirkin değil benim halkım
Anlar dilinden aynaların
Konuşur aynalarla
Nevruzcana nazlıdır o
Sarp kayalarda gizlidir
Sümbüldür boynu bükük
Ağıtlar tanığıdır
Söğüttür incecik, su başlarında
Dalı yağma, yaprakları tozludur
Uzak atar, yakın düşer kurşunu
Balaban bakışlı, sulu gözlüdür
Bir bakarsın Yunus Emre
Bir bakarsın Pir Sultan
Buluşur tanrısıyla yavan ekmekte
Emeğin hakkına kılıç sözlüdür
Bir yüzüyle Bedrettin o
Bir yüzüyle Karacoğlan
Hacıbektaş der de uçar bir ak güvercin
Yeryüzünün en bilge topraklarında
Balık olur, takla atar deryada
Turna olur aşıp gider dağları
Okul der de, boylar hapis damları
Gün göremez kahrolası dünyada
Tanığımdır bol yıldızlı geceler
Tanığımdır yaban gülü şafaklar
Barış, buram buram tüter burnunda
Kan sızar en oynak türkülerinden
İmecidir, yoksuldur, katar terini
Aş pişirir ölüsüne, yürek yağından
Yakınması yoksulluktan,
Yakınması ayrılıktan,
Ölümden,
Kolkolalık nakış olur, ışır örtülerinde
Çirkin değil benim halkım
Anlar dilinden aynaların
Konuşur aynalarla
Düşman değil benim halkım
Barışa, kardeşliğe
Kahpeliğe, kalleşliğe, puştluğa düşman
En başta da sömürüye,
Açlığa düşman...
Bırak zorlama !
Yarım kalması gereken her şey, yarım kalsın
Bazı şeyler yarım yaşanır
Her şeyi tamamlamaz hayat
Bazen, gece vakti güzel bir rüya görürsün
Ardından birden uyanır ve bir daha uyuyamazsın
Çünkü bilirsin, uyusan da
Yarım kalan rüyanı, asla tamamlayamazsın!
Rüya gibidir işte yaşamak…
Bırak..!
Yarım kalması gereken, yarım kalsın....
Horus'un gözü, Antik Mısır mitolojisinde gök tanrısı olan Horus’un “Ay gözü” de denilen sol gözüne verilen isimdir.
Antik Mısır sembollerinden biri olan ‘’Horus’un Gözü’’ 6 parçadan oluşmaktadır. Bu parçadan beş tanesi temel duyuları, biri ise düşünceyi temsil etmektedir.
Manevi anlamıyla Horus’un Gözü, VİCDANın gözünden hiçbir şeyin kaçamayacağını, insanın iç dünyasındaki her niyetin ve hayatındaki her davranışın hiç kapanmayan bu göz tarafından izlendiğini sembolize etmektedir.
Bu yüzden, GÜNEŞ ve AY, Horus’un gözleri olarak ifade edilir. Çünkü Güneş ve Ay’ın her ikisi, nöbetleşe, gece ve gündüz, insanın üzerinden eksik olmaz. Horus’un, 24 saat açık kalan gözleri gibi. (Bu nedenle Horus'un gözü güneşle temsil edilen Ra'nın gözü olarak da ifade edilir.)
Horus’un gözü, biçimsel anlamıyla, Tanrı’nın "bir"liğini (tekliğini) matematiksel olarak gösteren bir semboldür. Bir bütün, sürekli olarak ikiye bölünmeye devam edilirse, toplam değerde, sonsuzluk hariç, hiçbir zaman bire, birliğe ulaşılamaz; yalnızca Mutlak (Tanrı) bir’dir.
Aşağıdaki kısa videoda Horus'un Gözü ile ilgili sembol ve 6 kesitin anlamı mevcut. Bence çok ilginç ve etkileyici.. Dolunaya yakışan bir paylaşım...
Ve 20 yıldır yanımdan ayırmadığım anahtarlığımın da sembolüdür HORUS'UN GÖZÜ..
Söylediklerinde çok haklısın. İçinde gülümseme olan iki cümle, hatta tek sözcük bile insanların içindeki o karanlık bakışı hemen gün yüzüne çıkarıyor. Sonra da çirkinleşiyorlar. Burada çok şahit olduk buna, psikolojik şiddetin "başkenti" antoloji..
Tepki göstermezsek önlenemez biçimde çoğalacak, hatta en yakınlarından bile, gün gelecek, belki o tarz çirkin sözler duyacaksın, hazırlıklı ol, gardını al bence.
Seninle, özel bir arkadaşlığımız yok, ama kürsüden birbirimize aşinayız. Az çok muhabbettimiz de oldu. Yani, kötü niyetli biri olmadığımı anlamış olduğunu umuyorum. Ve bütün samimiyetimle bugün, sana bir eleştirim olacak.
Sen, duruşu, tavrı net, açık sözlü birisin. Haksızlık olarak gördüğün olaylar karşısında / çoğu zaman tek başına / tepkini koyuyorsun. Tarzını ve üslubunu eleştirsem de, bu duruşuna saygım var.
Bunlara eyvallah...
Ama, tartıştığın kişilerin kendisine değil de, annesine, babasına, kardeşine, kızına yönelik sözler /hakaretler /küfürler savurmanı doğru bulmuyorum. Konuyla ilgisi olmayan, kişilerin en kıymetlisi olanlara, belki de ölmüş ebeveynlere, üstelik de bir kadın olarak, diğer kadınlara o sözleri söylemenin hoş olmadığını da belirtmek istiyorum.
Muhatabımız, tartışmaya dahil olan kişidir. Diğerleri konu dışı olmalıdır. Yaşananlar ulu orta olduğu için, ben de eleştirimi, buradan dile getiriyorum. Ve tabii ki, herkes dilediğini söylemekte özgürdür..
ŞİMDİ ;
Benim bu yazdıklarımı kendine kalkan yapıp, Maria'ya saldırıda bulunmaya hazırlanan şahıslara sesleniyorum, bu, iki kadın arasında bir konuşmadır. İki kişi konuşurken, üçüncüye.... Sanırım tamamlamaya gerek yok :)
Bugün yüzünde bir başka güzellik var senin,
Bugün dudağında başka bir tad var,
Boyunda başka bir yücelik.
Bugün kırmızı gülün bir başka daldan.
AYın, gökyüzüne bugün sığmamış.
Göklere benzeyen göğsün, bugün daha geniş.
Hangi yanından kalktın bu sabah, söyle,
Bir başka kavga var dünyada senin yüzünden,
Dünyada bir başka gidiş
Biz, senin gözlerinden gördük
Arslanlara meydan okuyan o ceylanı,
Başka bir ovası var o ceylanın bugün,
İki cihandan da dışarı..
Seven insanın ayağı mı yok,
İşte ona ölümsüzlük kapandı,
Yukarlarda onunla uçar gider.
Gözlerinin denizinde onu arama.
O inci, bir başka denizde.
Bakarsın bugün sever bu yürek,
Yarın sevilir bakarsın.
Hayatımızda önemsiz görünen her ayrıntı, çok basit düzeyde yaptığımız her hareket, aslında ya bizim ya da başkasının hayatının akışını etkiler.
Bir düşünün, antolojide gezinirken, bazen hiç tanımadığınız bir üyenin tek cümlesi veya yaptığı paylaşım, bizi bambaşka yerlere götürebilir. Hatta hayata bakış açımızı bile değiştirebilir.
O kişinin bundan haberi yoktur, ama bir kelebeğin kanat çırpması kadar naif bir şekilde sizin hayatınıza dokunmuştur.
Küçük ayrıntılar, büyük etkiler yaratabilir..
Ve dileyelim ki bu etkiler hep olumlu yönde olsun :)
Sevgili Amarna ve sevgili Tuba, paylaşımlarınızı ilgiyle takip ediyorum. Ben de size teşekkür ederim..
Kelebek etkisi, yaygın tanımıyla, bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük değişikliklerin, büyük ve öngörülmez sonuçlar doğurabilmesidir. Edward N. Lorenz’in, bilgisayarında hava durumuyla ilgili hesaplamalar yaparken yaklaşık 1/1000 değerindeki küçük bir değişikliğin , oldukça farklı sonuçlar yarattığını farketmesiyle ortaya çıkan bu teori, başta matematik olmak üzere bir çok bilim dalını etkiledi. Lorenz 1972 yılında araştırmasıyla ilgili oldukça dikkat çekici bir örnek verdi:
Amazon ormanlarında bir kelebeğin kanat çırpması, Amerika’da fırtına çıkmasına neden olabilir.
Bir sistemdeki kelebeğin kanat çırpması gibi küçük bir etkinin, başka bir sistemi alt üst edecek kadar büyük bir sonuç doğurabilmesi…
Kelebek etkisini insan yaşamıyla ilişkilendirdiğimizde, yaptığımız her küçük hareketin geleceğin oluşumunu etkilediğini fark ederiz. Hiçbir şey nedensiz değildir, şuan olan şeyler gelecekte olacak olan şeylerin gereğidir. Özetle:
Parça, bütünün habercisidir ve parçadaki her değişiklik bütünü etkiler.
Hayatımızda önemsiz görünen her ayrıntı, çok basit düzeyde yaptığımız her hareket, aslında ya bizim ya da başkasının hayatının akışını etkiler.
Sizin evden çıkarken, kapınızın önünde uçuşan bir kelebeğe gözünüzün saniyelik süreyle takılması, sıradaki otobüsü kaçırmanıza neden olabilir ve aynı anda dün gece sevdiği filme, tam televizyonunu kapatacakken denk gelen ve izleyen, bu yüzden sabah okula geç kalmış bir öğrenci, sizin kaçırdığınız tek kişilik yeri kalan o otobüse biner, eşiyle tartıştığı için gergin olan ve aracını hızlı kullanan sürücü aniden o otobüsle çarpışır, ve öğrenci ölür. Eğer en küçük bir şey değişseydi tüm sonuçlar değişirdi, değişen her sonuç da yeni bir olasılık doğururdu, gözünüz kelebeğe takılmasaydı, o otobüse o öğrenci binemezdi, ya da öğrenci son anda o filmi görmeseydi, ya da sürücü eşiyle tartışmasaydı.
insan hiçbir zaman geleceğin getireceklerinden çekinmemeli ve geçmişteki kararlarını karamsarca sorgulamamalıdır, geçmişte kötü yaşanan olay yaşanmalıydı ki bugün yaşanacak olan iyi şeylere ulaşılabilinsin.
serbest kürsü
08.01.2023 - 21:14O zaman süpersin Amarna :))
Biz de dinleriz bir gün belki, ne dersin?
serbest kürsü
08.01.2023 - 21:12Maria, uzaklarda arama düşmanlarını ;))
serbest kürsü
08.01.2023 - 20:56Şiir, sesle okunmaz, duyguyla okunur..
Hatta okunmaz, yaşanır...
Maria, duyguyu verdiysen, yaşadıysan yani, ben dinlerim...
serbest kürsü
08.01.2023 - 20:54"Güneşli Melek ben de istediğim her küfürü edebiliyorum. Muhteşemim"
Ha haa haaa :))
Onu farkettim kesinlikle :)
Üstüne tanımıyorum..
serbest kürsü
08.01.2023 - 20:48Merhabalar :))
Benim de sesim güzel...
Demek isterdim, ama değil..
Yine de istediğim her anlamı yükleyebilirim sesime konuşurken ;)
Ve sonra farkettim ki
08.01.2023 - 13:08Beklenen ölümlerin kaçışı olmaz
Bir yıldız bilinmeze kayıyor mağrur
Ben sürgünüm sen durgun kaçak bu sevda
Dilim hep elvedaya dönüyor mağrur
Haykırsam duyamassın
Çağırsam gelemezssin
Yürekten sevemezsin sen
Zor günde aramassın
Hiç yalnız kalamazsın
Korkusuz sevemezsin sen
Birine Seslenin
08.01.2023 - 11:21Herkese selam, sana hasret...
nasılsın
08.01.2023 - 10:21Göz görmeyince, gönül ne kadar katlanır?
Onu test ediyoRuhum...
Sen ne yapıyorsun?
Pax Amarna
08.01.2023 - 10:17Günaydın :)
İyi pazarlar herkese...
Artaç Bey, katılımınız ve katkınız için ben de teşekkür ederim. Mitolojik hikayelerin zaman içinde değişikliğe uğraması ve kullanılan imgelerin farklı amaçlara alet edilmesi tatsız bir durum evet.
Ama ben, ilk ve olması gereken halini ön plana çıkarmak isterim.
Özellikle de ;
"Manevi anlamıyla Horus’un Gözü, VİCDANın gözünden hiçbir şeyin kaçamayacağını, insanın iç dünyasındaki her niyetin ve hayatındaki her davranışın hiç kapanmayan bu göz tarafından izlendiğini sembolize etmektedir."
Vicdan g/özümüz hep açık olsun dilerim..
Bir bukle şiir bırak
07.01.2023 - 12:55Özseven
Çirkin değil benim halkım
Anlar dilinden aynaların
Konuşur aynalarla
Nevruzcana nazlıdır o
Sarp kayalarda gizlidir
Sümbüldür boynu bükük
Ağıtlar tanığıdır
Söğüttür incecik, su başlarında
Dalı yağma, yaprakları tozludur
Uzak atar, yakın düşer kurşunu
Balaban bakışlı, sulu gözlüdür
Bir bakarsın Yunus Emre
Bir bakarsın Pir Sultan
Buluşur tanrısıyla yavan ekmekte
Emeğin hakkına kılıç sözlüdür
Bir yüzüyle Bedrettin o
Bir yüzüyle Karacoğlan
Hacıbektaş der de uçar bir ak güvercin
Yeryüzünün en bilge topraklarında
Balık olur, takla atar deryada
Turna olur aşıp gider dağları
Okul der de, boylar hapis damları
Gün göremez kahrolası dünyada
Tanığımdır bol yıldızlı geceler
Tanığımdır yaban gülü şafaklar
Barış, buram buram tüter burnunda
Kan sızar en oynak türkülerinden
İmecidir, yoksuldur, katar terini
Aş pişirir ölüsüne, yürek yağından
Yakınması yoksulluktan,
Yakınması ayrılıktan,
Ölümden,
Kolkolalık nakış olur, ışır örtülerinde
Çirkin değil benim halkım
Anlar dilinden aynaların
Konuşur aynalarla
Düşman değil benim halkım
Barışa, kardeşliğe
Kahpeliğe, kalleşliğe, puştluğa düşman
En başta da sömürüye,
Açlığa düşman...
Hasan Hüseyin Korkmazgil
Birine Seslenin
07.01.2023 - 00:01Bırak zorlama !
Yarım kalması gereken her şey, yarım kalsın
Bazı şeyler yarım yaşanır
Her şeyi tamamlamaz hayat
Bazen, gece vakti güzel bir rüya görürsün
Ardından birden uyanır ve bir daha uyuyamazsın
Çünkü bilirsin, uyusan da
Yarım kalan rüyanı, asla tamamlayamazsın!
Rüya gibidir işte yaşamak…
Bırak..!
Yarım kalması gereken, yarım kalsın....
Can Yücel
Birine Seslenin
06.01.2023 - 22:30Maria :))
Sana seslenen o kadar çok ağız var ki, bu yüzden sadece gürültünün sesini duyuyorsun..
Sen şarkılar söyle içinden, boşver ;)
Pax Amarna
06.01.2023 - 21:49Horus'un Gözü
Horus'un gözü, Antik Mısır mitolojisinde gök tanrısı olan Horus’un “Ay gözü” de denilen sol gözüne verilen isimdir.
Antik Mısır sembollerinden biri olan ‘’Horus’un Gözü’’ 6 parçadan oluşmaktadır. Bu parçadan beş tanesi temel duyuları, biri ise düşünceyi temsil etmektedir.
Manevi anlamıyla Horus’un Gözü, VİCDANın gözünden hiçbir şeyin kaçamayacağını, insanın iç dünyasındaki her niyetin ve hayatındaki her davranışın hiç kapanmayan bu göz tarafından izlendiğini sembolize etmektedir.
Bu yüzden, GÜNEŞ ve AY, Horus’un gözleri olarak ifade edilir. Çünkü Güneş ve Ay’ın her ikisi, nöbetleşe, gece ve gündüz, insanın üzerinden eksik olmaz. Horus’un, 24 saat açık kalan gözleri gibi. (Bu nedenle Horus'un gözü güneşle temsil edilen Ra'nın gözü olarak da ifade edilir.)
Horus’un gözü, biçimsel anlamıyla, Tanrı’nın "bir"liğini (tekliğini) matematiksel olarak gösteren bir semboldür. Bir bütün, sürekli olarak ikiye bölünmeye devam edilirse, toplam değerde, sonsuzluk hariç, hiçbir zaman bire, birliğe ulaşılamaz; yalnızca Mutlak (Tanrı) bir’dir.
Aşağıdaki kısa videoda Horus'un Gözü ile ilgili sembol ve 6 kesitin anlamı mevcut. Bence çok ilginç ve etkileyici.. Dolunaya yakışan bir paylaşım...
Ve 20 yıldır yanımdan ayırmadığım anahtarlığımın da sembolüdür HORUS'UN GÖZÜ..
şu an ne dinliyorum
06.01.2023 - 20:32Şarkıyı dinlemek için çabalamaya gerek yok, o kendini defalarca dinletiyor.. Muhteşemmmm...
Hep Akrabayız
ey büyük esrar!
ey büyük bir ruh!
ey ömrünü adamış annem!
sana şükran.
şimdi semada
dua kuşlarıyla uçmaktasın.
ey aşk! ey AYın esrarı!
ey aşk! ey hayatımın değeri!
aşk; bana güç ver
ve dertlerime şifa
her bulut olup uçuşumda
endişeli ruhların üzerinden;
unutuyorum bütün bildiklerimi,
birbirine karışıyor hislerim.
bak, mazinin sesleri
nasıl da sırlarını fısıldaşıyor,
adımları anneminkilere karışıyor.
bu aşk sayesinde
artık hiç karanlık kalmamalı.
çünkü artık hepimiz
KALP KIRIKLIĞI akrabası olmuşuz.
Pax Amarna
06.01.2023 - 13:03Merhabalar :))
Ay, güneş yıldız, evren, ilahi kudret...
Adına ritüel, dua, olumlama, ne dersek diyelim, içimizden geçen tüm iyi dilekler kabul olsun..
Ve sonra farkettim ki
06.01.2023 - 11:18Sevmek kısa, unutmak çok uzun...
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)
05.01.2023 - 18:06Alıp başını gitmek isteyip de, bi türlü gidemeyenlere..
serbest kürsü
05.01.2023 - 13:39Sevgili Maria,
Bu mektup sana...
Söylediklerinde çok haklısın. İçinde gülümseme olan iki cümle, hatta tek sözcük bile insanların içindeki o karanlık bakışı hemen gün yüzüne çıkarıyor. Sonra da çirkinleşiyorlar. Burada çok şahit olduk buna, psikolojik şiddetin "başkenti" antoloji..
Tepki göstermezsek önlenemez biçimde çoğalacak, hatta en yakınlarından bile, gün gelecek, belki o tarz çirkin sözler duyacaksın, hazırlıklı ol, gardını al bence.
Seninle, özel bir arkadaşlığımız yok, ama kürsüden birbirimize aşinayız. Az çok muhabbettimiz de oldu. Yani, kötü niyetli biri olmadığımı anlamış olduğunu umuyorum. Ve bütün samimiyetimle bugün, sana bir eleştirim olacak.
Sen, duruşu, tavrı net, açık sözlü birisin. Haksızlık olarak gördüğün olaylar karşısında / çoğu zaman tek başına / tepkini koyuyorsun. Tarzını ve üslubunu eleştirsem de, bu duruşuna saygım var.
Bunlara eyvallah...
Ama, tartıştığın kişilerin kendisine değil de, annesine, babasına, kardeşine, kızına yönelik sözler /hakaretler /küfürler savurmanı doğru bulmuyorum. Konuyla ilgisi olmayan, kişilerin en kıymetlisi olanlara, belki de ölmüş ebeveynlere, üstelik de bir kadın olarak, diğer kadınlara o sözleri söylemenin hoş olmadığını da belirtmek istiyorum.
Muhatabımız, tartışmaya dahil olan kişidir. Diğerleri konu dışı olmalıdır. Yaşananlar ulu orta olduğu için, ben de eleştirimi, buradan dile getiriyorum. Ve tabii ki, herkes dilediğini söylemekte özgürdür..
ŞİMDİ ;
Benim bu yazdıklarımı kendine kalkan yapıp, Maria'ya saldırıda bulunmaya hazırlanan şahıslara sesleniyorum, bu, iki kadın arasında bir konuşmadır. İki kişi konuşurken, üçüncüye.... Sanırım tamamlamaya gerek yok :)
Sevgiler... :))
Birine Seslenin
05.01.2023 - 10:19B/AŞK/a Yarınlar
Bugün yüzünde bir başka güzellik var senin,
Bugün dudağında başka bir tad var,
Boyunda başka bir yücelik.
Bugün kırmızı gülün bir başka daldan.
AYın, gökyüzüne bugün sığmamış.
Göklere benzeyen göğsün, bugün daha geniş.
Hangi yanından kalktın bu sabah, söyle,
Bir başka kavga var dünyada senin yüzünden,
Dünyada bir başka gidiş
Biz, senin gözlerinden gördük
Arslanlara meydan okuyan o ceylanı,
Başka bir ovası var o ceylanın bugün,
İki cihandan da dışarı..
Seven insanın ayağı mı yok,
İşte ona ölümsüzlük kapandı,
Yukarlarda onunla uçar gider.
Gözlerinin denizinde onu arama.
O inci, bir başka denizde.
Bakarsın bugün sever bu yürek,
Yarın sevilir bakarsın.
Yüreğimin özünde b/AŞK/a yarınlar var..
Mevlana Celaleddin Rumi
Pax Amarna
05.01.2023 - 10:04Günaydınnn sayfa sakinleri :))
Hayatımızda önemsiz görünen her ayrıntı, çok basit düzeyde yaptığımız her hareket, aslında ya bizim ya da başkasının hayatının akışını etkiler.
Bir düşünün, antolojide gezinirken, bazen hiç tanımadığınız bir üyenin tek cümlesi veya yaptığı paylaşım, bizi bambaşka yerlere götürebilir. Hatta hayata bakış açımızı bile değiştirebilir.
O kişinin bundan haberi yoktur, ama bir kelebeğin kanat çırpması kadar naif bir şekilde sizin hayatınıza dokunmuştur.
Küçük ayrıntılar, büyük etkiler yaratabilir..
Ve dileyelim ki bu etkiler hep olumlu yönde olsun :)
Sevgili Amarna ve sevgili Tuba, paylaşımlarınızı ilgiyle takip ediyorum. Ben de size teşekkür ederim..
Sevgilerimle...
serbest kürsü
04.01.2023 - 15:32Hepsi birden, öyle yüksek sesle konuşuyorlardı ki, sonunda, kendi seslerini bile işitemez oldu kulakları ve kalpleri...
nasılsın
04.01.2023 - 12:12S/Onsuz kelimeler deryasında, rastgele sallayıp oltamı, şiirler avlıyorum...
Sonra aniden, Munzur Çayı'nda, soyu tükenmekte olan bir alabalığa dönüşüyoRuhum...
Sen ne yapıyorsun?
Sonra dedim ki
04.01.2023 - 09:21ayrılık, taş duvar
ayrılık, Çin Seddi aramızda
Çin Seddi ne kadar uzun,
Allah kahretsin !
Akgün Akova
Pax Amarna
03.01.2023 - 19:14KELEBEK ETKİSİ
Kelebek etkisi, yaygın tanımıyla, bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük değişikliklerin, büyük ve öngörülmez sonuçlar doğurabilmesidir. Edward N. Lorenz’in, bilgisayarında hava durumuyla ilgili hesaplamalar yaparken yaklaşık 1/1000 değerindeki küçük bir değişikliğin , oldukça farklı sonuçlar yarattığını farketmesiyle ortaya çıkan bu teori, başta matematik olmak üzere bir çok bilim dalını etkiledi. Lorenz 1972 yılında araştırmasıyla ilgili oldukça dikkat çekici bir örnek verdi:
Amazon ormanlarında bir kelebeğin kanat çırpması, Amerika’da fırtına çıkmasına neden olabilir.
Bir sistemdeki kelebeğin kanat çırpması gibi küçük bir etkinin, başka bir sistemi alt üst edecek kadar büyük bir sonuç doğurabilmesi…
Kelebek etkisini insan yaşamıyla ilişkilendirdiğimizde, yaptığımız her küçük hareketin geleceğin oluşumunu etkilediğini fark ederiz. Hiçbir şey nedensiz değildir, şuan olan şeyler gelecekte olacak olan şeylerin gereğidir. Özetle:
Parça, bütünün habercisidir ve parçadaki her değişiklik bütünü etkiler.
Hayatımızda önemsiz görünen her ayrıntı, çok basit düzeyde yaptığımız her hareket, aslında ya bizim ya da başkasının hayatının akışını etkiler.
Sizin evden çıkarken, kapınızın önünde uçuşan bir kelebeğe gözünüzün saniyelik süreyle takılması, sıradaki otobüsü kaçırmanıza neden olabilir ve aynı anda dün gece sevdiği filme, tam televizyonunu kapatacakken denk gelen ve izleyen, bu yüzden sabah okula geç kalmış bir öğrenci, sizin kaçırdığınız tek kişilik yeri kalan o otobüse biner, eşiyle tartıştığı için gergin olan ve aracını hızlı kullanan sürücü aniden o otobüsle çarpışır, ve öğrenci ölür. Eğer en küçük bir şey değişseydi tüm sonuçlar değişirdi, değişen her sonuç da yeni bir olasılık doğururdu, gözünüz kelebeğe takılmasaydı, o otobüse o öğrenci binemezdi, ya da öğrenci son anda o filmi görmeseydi, ya da sürücü eşiyle tartışmasaydı.
insan hiçbir zaman geleceğin getireceklerinden çekinmemeli ve geçmişteki kararlarını karamsarca sorgulamamalıdır, geçmişte kötü yaşanan olay yaşanmalıydı ki bugün yaşanacak olan iyi şeylere ulaşılabilinsin.
(Alıntı)
Toplam 847 mesaj bulundu