Sensiz mutsuzum canım
Eksik güldüren yanım
Neşesiz ki hayatım
Sen benden uzaktayken!
*
Tadı tatsız zamanın
Yüzmeyi özledim; nefes alıp suya dalmayı, üstüne çıkıp nefes almayı...
Bir daha dalıp balıklara göz kırpmayı; ama ondan önce iskeleden atlamayı...
Siyah boyalı sandalım ve beyaz boyalı bir köşesi, yani ismi sandalımın, Gülümseyenim...
Çok oldu onunla sahilin ötelerine açılmayalı, o hep durduğum yerde oltalarımı salmayalı...
Balık tutmak olmadı hiç amacım; ben, kancalarıma hep sevgi eklerdim ve balıkları beslerdim. Hani belki sevgiyi unutanı olur da ona denk gelir oltalarımın ucu ve sevgi doyar diye...
Bugünlük sevgim bu kadar diye mırıldanıp geriye koyulurdum, uzaklaştığım sahile...
Kahrolası hayat…
Orospusun işte, itiraf et…
Cinsin dişi,
Ruhun fahişe…
Öyle olmasan, baktığımda güzellikler dolu olurdu elde…
Şimdi ise var olan tek şey olmayanlar…
DO RE Mİ FA SOL LA Sİ DO
SE Nİ ÇOK ÖZ LE Dİ OR ÇUN
Beni vuran senin
Ötesi güneş gözlerin
Nasıl yakar ateşin
Şimdikinden çok daha küçük bir yaşta, bir ânda başlamıştı her şey...
Aşk, o ânda başlamaz mı zaten!
Kalbimin daha önce hiç rastlamadığım bir hâlde ve hiç işitmediğim bir melodiyi fısıldamasının sebebiydi gözlerin...
Ya o güzelliğin?
Perileri ve masallarını kıskandırmak ne kelime, ondan daha öte, onlardan çok daha güzel; bakılası ve gözlerini ve kendini hiç ayırmayası bir güzellik ve bir yazamadığım...
Gülüşün ise...
İlhâm!
Vücudu kıvrak,
Sözleri zehir-i kâinat,
Gözleri, her bakışımda cümbür cema’ât şaşırtan bünyemi…
Kokusu petunya,
Susuşu olur ya durdurur zamanı…
Dakikalar kala eve geldim; hayâllerimle, seninle dolu olan odama ve gerçek olan resimlerinin karşısına geçtim. İçlerinde en çok sevdiğime diktim gözlerimi, gözlerinin güldüğüne…
Zamanı değil, kalbimin atışını saydım 10’dan geriye ve iki ebedi aşık, akrep ile yelkovan birleştiğinde yeni yıldaki ilk sözlerimi söyledim gözlerine:
“Seni çok seviyorum”
İlk dokunuşumu yaptım buruk bir hâlde resmine…
Nefes alıp vermem gerektiğini bir diğer resmin hatırlattı bana, teşekkürü bir borç bilip öpücük kondurdum o resimdeki yanağına…
Bu seneki ilk öpücüğüm…
GÜNEŞ...
Gün geçtikçe daha çok acıtıyor sensizlik...
Öldürüyorsun tekrar tekrar...
Zehirliyorsun akrep misâli...
Leylâm, kıyma bu cana...
Üzme beni, ağlatma!
Bir günahın işlenişi kadar kolay bir şey var mı dünyada?
Ya da bir sevabın katledilişi?
İnsan işte, akıl ermiyor, sıradışı…
Tanrı, sınırdışı edecek güzellikleriyle dolu cennetinden…
Kimi?
Beni!
İçesim var; ama içtiğim yerden de kalkasım yok.
Ölesim var; ama sadece ölesiye’nin kollarında...
Gözleri Baldıran Zehiri o mahşeri ânlarda,
Her kaçırdığı dokunuş, bir Akrep tadında
Ve her gidişi, hem de bakmadan arkasına
Ve rüzgarın sanki o’na yardım edermişcesine,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!