Dağıldı bakışlarım bahar sayfalarına
Gözlerim seyrangâha nazar hâle dolandı
Bir muhteşem tablo ki tarifi gayri mümkün
Aciz kaldı kelamım sözüm dile dolandı
Sessizliğim sensizliğin vurgunu
Hıfzettim sükutun alfabesini
Döner misin diye vardı umudum
Sabırla bekledim gün ertesini
Gecenin koynunda hayalde kâbus
Düşmesin yollara Mecnun olmayan
Sonu çöle varır serap bulunmaz
Çalmaya kalkışma başka kapılar
Güneşsiz ufukta mehtap bulunmaz
Musa'nın ahvali ilhamdı Tur'a
Mesele, yaşamak yaşatmak bir de
Ayaklar üstünde durabilmekte
Sessizce kenara çekilmek değil
Olası hayaller kurabilmekte
Mesele, sevmek sevdirmek bir de
Arkama bakmamıştım benden bana giderken
Ağyara mevzu oldu bir vadide aktığım
Mazimdeki günlere tam da veda ederken
Unuttuğum şey vardı ardımda bıraktığım
Geçen her bir senenin hakkı var üzerimde
Resmi soluk, camı kırık çerçeve
İhmalkar yılların sırdaşı duvar
Anlatan olmadı devri zamanı
Hüznün, - dili geçmiş hikayesi var
Haneden bugüne kalan hatıra
Bilmez idim sevdayı, cana çaldı gönlümü
Nasıl bir ahval idi, aşka saldı gönlümü
Açmadım kimselere, arz etmedim halimi
Bir tenhada habersiz, geldi buldu gönlümü
Çocuk varsay tut elimden bırakma
Sahipsiz el tutunacak el arar
Cancağızım al gönlünün içine
Bülbül olan gülistanda gül arar
Aşktan olsun sohbetimiz sözümüz
Ama bugün ama yarın
Atacak yükünü üzerinden dünya
Şiirler bitmeden
Tuvaller sergilenmeden
Altın değeri verilirken sükûta
Hira'da verildi vahyin müjdesi
Muhammed'e nefes oldu cebelde
Sırr-ı hikmettendi her bir hecesi
O Can ki Canan'ı buldu cebelde
Nurundan bir reşha güneş misali
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!