Dudağın fincanda bıraktığı iz
Fallara uzanan el olmuş sanki
Üç vakite kadar ne ise o giz
Kehanet ehline dil olmuş sanki
Kapıdan kapıya arayış meçhul
Örüklerin düğüm düğüm dolanmış
Aynalara dargın mısın Aydilge
Bakışına kem gözler mi bulanmış
Mecalin yok yorgun musun Aydilge
Aşıkan gönlünde meşk mi yetersiz
Gelince aklıma
Maziden yıllar
Savrulur bir yana
Ben ayrı düşer
Külünden tozlanan
Zamanın ruhuna uymadı devran
Kelam sükut etti dilden ayrıldı
Yar yurdundan gelmeyince bir haber
Ferhat dağdan Mecnun çölden ayrıldı
Vefasızlık gülistana soruldu
Hak yolunda sarhoş olduk badesiz
Meyhanemiz gönül evi olunca
Huzura visaldir dostluk cemimiz
Varıp canlar cananını bulunca
Sinelere ağır gelmez sevdamız
Bad-ı heva geçti tükendi yıllar
Giden gitti geri gelmez diyorum
Ağlayıp sızlanma boşu boşuna
Kimseler yaşını silmez diyorum
Mübhem bekleyişte zaman aşımı
Sabrıma yükledim tüm telaşımı
Gidecek mekân yok alıp başımı
Benden bana giden yollar yoruldu
Dünyaya gelişin gidişi gerçek
Arz ettim halimi ağyara bile
Her ne yaşadıysam dün bana kalsın
Halini arzına yok ise deryab
Dün ile beraber gün bana kalsın
Düşsem de yerimden kalkabilirim
Gülşen senin olsun bağlar bahçeler
Dikenli budaklı dal bana yeter
Varıp dostlarınla hoş kelam eyle
Acılar faslından dil bana yeter
Amansız sürgünler zamana mahkum
umutlar süzülürken Anadolu'ya
çift başlı kartalların kanatlarından
bir'in cazibesiydi
çifte minarelerde
duaların amin şiddeti
Ve..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!