mora çalan bir denizin kıyısına vurmuş sandalın içinde bekliyordu adam
kıyıya vuran dalgaların insanlığa haykırışıydı kayalarda köpüren yalnızlıkları.
en son cesaretini ne zaman toplayıpta bırakmıştı bedenini o sandalın üstüne
ve
dalmıştı ruhu maviliklerin içine.
iç çekmeler doldurdu sandalın içini
banyodan çıkmıştı kadın
ahşap zemin her adımında
saçlarından dökülen su damlaları ile
ıslanıyordu...
adam kokuyordu kadının teni
kavuşamamanın gözyaşlarıydı kadının saçlarından süzülüp ahşaba dökülen
zamanın içinde yalnız bırakılan
bir aşkın zanlısıydı yüreğim
elime saf bir aşkın kanı bulaşmışken
yararı yoktu artık
aldığım her nefeste adını yad etmenin ve af dilemenin
nedenlerle, nasıllarla ve pişmanlıklarla geçerken
Bir yer oluyor ellerin
ve
terkedip, geride ne kalacaksa
düşünmeden,
avuclarının arasına yerleşmek istiyorum,
orada yasamak bundan sonra.
gecenin, senin kokunu ruhuma üfürdüğü bir günden daha elvada...
Not:günümü aydınlatan kadına armağandır güneş...
ellerin bir beyaz guvercindi ellerimde...
yuregin gozlerimden irmak oldu akti kalbime...
ben seni bu dunyadan ote sevdim...
ben seni...
oncesiz...
sonrasiz...
zamanın içinde yalnız bırakılan
bir aşkın zanlısıydı yüreğim
eline saf bir aşkın kanı bulaşmışken
yararı yoktur artık
aldığın her nefeste adını yad etmenin ve af dilemenin
nedenlerle, nasıllarla ve pişmanlıklarla geçerken
Bir şarkı gibidir hayat
NAKARAT BÖLÜMÜNÜ BEKLER İNSAN...
EN SEVDİĞİ EN COŞKULU OLDUĞU ZAMAN DİLİMİDİR TÜM ŞARKININ...
YA
KENDİN YAZARSIN ŞARKINI
YA DA
bedenim kilo alırken...
aşkım eksiliyordu.
sen görmüyordun...
sen bakmıyordun...
ben ise tam orta noktada
maçı başlatacak düdüğü bekliyordum
eski zaman sevdalarını özlüyorum
içinde senin olduğun
evimin bahçesinde sen açtığın
bir çocuğun selamında seni aramayı
mesela...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!