Bin sual soruyorum,
Tek bir cevap alamıyorum.
Böyle mi olmalıydı,
Seninle vaat etiğimiz buluşmamız.
Böylemi esmeliydi bu rüzgâr.
Rüzgâr telaşta, martılar çığlık çığlığa,
Cümle alem güneşten alır rengini,
Arı çiçeğinin özünü,
Sen aydınlıkta yok oluyorsun.
Karanlıkta var oluyorsun.
Sen aydınlıkta ışıkta ölürken,
Yitirme umudunu sen.
Seni sevenler dışarıda,
Bin bir dilekle,
Dua ve niyazdalar.
Bunca yılın ardından,
Neler, neler yaşanmadı,
Yalnızım, yaralı cerenler gibi,
Gölgesiz subaşlarında.
Kaldım gönül taşlarının,
Kırıkları arasında.
Susuz, güneşsiz,
Sadece sen kaldın,
Sele dönen, yatağına sığmayan,
Mevsim ayırt etmeden
Yağan yağmurdan,
Sessiz sessiz yağarken,
Sahibi bulunamayan mektup gibi,
Bir türlü adrese varamıyorum.
O dağ senin, bu ova benim,
Dolaşıyorum bilmediğim diyarlarda.
Ağır oldu nedeni sevgi olan,
Kim ne derse desin,
Yalnız doğduk,
Yalnız yaşadık onca kalabalıkta.
Yalnızız son deminde yaşamın.
Hele bir hasta olmaya gör,
Birde gelsin son nefesin,
Kalabalıkta beni benden çalan yalnızlık.
Sisli, çiçeksiz dağların yamaçlarında,
Çığ düşmüş gibi eziyor beni yalnızlık.
Çoktan bendi yıkılmış,
Suyu boşalmış baraj gönlüm de,
Sordum,
Beni sevdin mi hiç,
Yok dedi
Ben beni sevdim.
Ben seni kendim için sevdim.
Seni bende sandım,
O'na yandım,
Buna yandım.
Şuna yandım,
Derken od bitti,
Odun bitti.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!