Ne kadar küçükse kâğıt
o kadar kısa çıkıyor şiir.
Tuvalet kağıdına yazsam seni
çok kızar mısın?
Bir rüya görmüşüm, unutmuşum.
Unutmayanlar anlattılar,
seni görmüşüm.
Güya ben ölmüşüm de
bir tek
deniz kokar her kitap
içinde -en az bir- öyküsü bulunan
ve balık pulu yapışır
insanın eline
sanki sayfalarından
Ilık ve mavi bir cümle nehrinde otururum bütün gün.
Kelimeler geçer yanımdan hoplaya sıçraya.
Uzunlu, kısalı.
Sevinçli, yaralı.
Kimi usta işidir; bellidir.
Sait yazmış atmıştır meselâ birini, dülgerbalığının yerine.
Kimseye söyleyemezsen
ne yaparsın?
Kullanılmamış dikenli cümleler balonu
şiştikçe şişiyorsa
beyninin içinde,
Her şeyimiz taklitti.
Her halimiz sahte.
-miş gibi yapıyorduk, serin gecelerde.
-miş gibi yapıyorduk seninle.
(yüksek sesle anlıyorum da)
Güneş, yandan vuruyor
masamın üstüne.
Elde kalem,
yürekte sıkıntı böcekleri,
bir evraka bakıyorum;
dalmış gitmişim.
Her an gidebiliriz,
her an.
Yaş, yolun yarısı sanılsa da
her an ölmek mümkün aslında.
Akraba mekânı mezarlıklar,
Geride tanık bırakmayan bir teşkilâttır zaman.
Acımaz.
Yaşarsın, seversin kendince,
kızarsın, gülersin keyfince,
Bütün o olmuşlar,
deniz mavisi,
palmiye yeşili,
kum sarısı,
zakkum pembesi.
yeterdi bu dört renk
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!