Odam, belki ilk kez
bu kadar derli toplu.
Üstüme başıma da
daha bir dikkat eder oldum.
Yakınlarım, bende bir
değişiklik olduğunun farkındalar.
Beni araman hoşuma gitti.
Bir şey sormak için olsa da
bir çıkara dayansa da
Beni araman hoşuma gitti.
Evet,
Ellerim hareket etmiyor.
Hava, eksi bilmem kaç...
Baş ağrıtıyor ikibinin şubatı
ve sıkıcı oluyor
bir asırdır görmemek seni.
Yoksa
Ey, kalbimin derinliklerinde,
sonsuza dek saklanacak mücevher.
Ey, hayatımın
çözülemeyecek gizi.
Esen her rüzgar hala
kokunu getirir bana
Genç adam işten döndü.
Ceketini fırlatıp, bir kanepeye, uzandı.
Yorgundu.
Gün, onu yormuştu.
Bu gündüzleri sevmiyordu.
Duvardaki takvim çok uğraştı,
Bir kefesinde kanlı hançer, birinde sevda.
Aşkın lâl hali birinde, ötekinde veda.
Öyle bir dengesizlik ki bu, insanı boğar.
Ne tam kalabilmek mümkün ne de terk-i diyar.
Bir keresinde bitirmek istedim her şeyi
Bu bir görünmez adam öyküsüydü,
müsebbibinin aslında
göremeyen gözlerin olduğu.
Bir damla yaş aktı gözünden,
görünmedi.
Eşyalarımı topluyordum.
Yüzlerce insanın artığı ruhumu
taşımak için ötelere...
bazı kağıtlar geldi elime.
Solgun mürekkep izleri üzerlerinde...
Eski tarihler, yaşanmışlıklar...
Birbirine çarpar camdan cümleler.
Kırılır, dökülür.
Toplayamazsın.
Dolaşır durur kafanın içinde meraklı böcekler.
Sorarlar,
yanıtlayamazsın.
Önce güzel siyah gitti.
Sonra da yorgun seyyah...
Kaldı geriye
bu elmanın posası.
04.04.2015
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!