___________________________fikret kızılok'a
o eylül sabahı
yazdı gazeteler hüzünlü puntolarla,
gök sağırdı
______________________gaziantep'teki dostlara...
öğle arası dostlarla
buluşurduk
doğudan güneş doğardı eskiden
kanatlarında gün ışıltısı göçmen kuşların...
uzun siyah-yeşil tüylerin dansı
işte oydu yaşamın aksı
zaman ayrılığa yaklaştıkça
ağırlaşıyor yükler omzumda
ben yalnız çıkamam ki yola
bir de sen lazımsın yanımda
geri döndüğünde
''merhaba'' demeden önce
düşün;
''hoşçakal''ı duymayan kulağım sağır
şimdi bağır bağır bağır
''HOŞÇAKAL! ! ! ''
yine aynı kendini bilmez savrukluğum
ve yine aynı hayatla uyuşmazlığım...
..............ve nedendir bilinmez tavırlarımla
yine şaşırtıyorum insanları........................
çok uğraştı şair,
renkleri yan yana koyup
bir şekil yapamadı,
şair ressama hayran.
çok uğraştı ressam
gözlerim yitirir aydınlığını bir zaman
bir garip sevdaya düşer
ağlarım.
unutma dedi dostum,
iki şehir arası karanlıktır
hadi sen de git yüreğimden
ki yüreğim
talimlidir gitmelerin her türlüsüne;
gizlice çek git
suçlayarak çek git
başkasına kaç git
sonbaharın serin rüzgarı
kurutup bir bir yaprakları
kattı yine peşine
her yer alabildiğine sarı
ve kahverengi;
gözlerin ve yapay saçların gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!