Krala çıplaksın diyen
Çocuk kimdi sahiden
Hürriyet meydanında
Çok okundu efsanen
Artık adam mı oldun
Ses gelmiyor köşenden
Sevdiğim bu gece sorma halimi
Bağrım acılardan yana firari
Sitemkâr sözlerle bekleme beni
Gönlüm gurbetlerden yana firari
İbrahim çağrısı kösler vurunca
Sır dolu denkleri yola dizdiler
Bu sefer hakikat rüya değildir
Şehirler anası kapılarına
Aşığın ayağı üzengidedir
Uzun gecelerde nur koştururlar
Yeleğinde taşırdı zamanı dedem
Cebinde avuç dolusu ninnilerle
Elif-ba öğretirdi babaannem
Nur yüzlüler gördü çocukluğum
Görmedi göstermedi günahı çevrem
Babamın elinden okul aldı sonra
Kaplıca
Ganj gibi kutsal gizemli
Kaynağı çok çok derinlerde
Biteviye akıp gelen fışkıran
Doğunun doğurganlığını
Ayrılıklarını kavuşmalarını
Bir gün uzaklardan çık ta gel dersen
Toprağı kökümle yarar gelirim
Sabırla bıkmadan beni beklersen
Rüzgara saçımı takar gelirim
Burnunda memleket havası tütse
Saçımın akına sebep gidenler
Bir tutam hüzündür içimde şimdi
Sınıflar boşalır veda edenler
Kim bilir nerdedir nasıldır şimdi
Sanırdım her saat ziller çalacak
Bal arısı gibiydin durmadan dinlenmeden
Petek petek bilgiyi doldurdun sînelere
Bir gece vakti gittin sessiz ve alayişsiz
İnsanların içinde münzevî yaşamıştın
Tevâzû elbisenle çok güzeldin ağabey
Ademoğlu varlığın zirve mihenk noktası
İlmi iradesiyle fark atar meleklere
Devasâ engelleri var gücüyle aşar da
Kaydırır ayağını bir tadımlık hatası
(Aralık 1999)
Deli dolu aşıklar
Güneşten daha şıklar
Yusufça bir sevdanın
Özüyle kaynaşıklar
Bunlar başka aşıklar
Ellerinde altından
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!