Aşk dedikleri çok nazlıdır bilemedin
Çok narindir çabuk kırılır,
Çarçabuk üzülür olur olmaz şeye
Ölümsüz bir kale gibi gölgesi
Küçük bir ters rüzgârda nasıl da yıkılır gövdesi
Bana uzağım yine bu gece
Bir kıvılcımlık umuda tutunmuşum
Beklemek kendimi beklemek kadar zor
Avuçlarıma koyduğun yalnızlık hırçın
Sokaklar boş
Gözlerimde hüzün
Bahar vardı eskiden
Çiçeklerin raksını seyrederdim esintilerde
Kelebekler alçalır yükselirdi kararsızlıkla
Bir kuş önce usulca seslenirdi yavuklusuna
Sonra cesaret bulurdu diğerleri
Koro başlardı bir ağacın üzerinde
Bilmez
Ayrılık acısı içimde bir köz
Yakar kendisini, sönmeyi bilmez
Labirentler gibi bırakıp da iz
Öyle bir gitti ki, dönmeyi bilmez.
Biliyor musun
Ben mi inat ettim beni anlatmaya mısralar mı bilmiyorum
Gecenin sessizliği var parmak uçlarımda
Oysa yankılanan haykırışları duyuyorum
Hayallerimi bırak
Ellerini tutayım her gece, her sabah
Saçlarında yuvarlanayım
Tutuştur yüreğimde en büyük ateşleri
Seni koklarken ben o ateşlerde yanayım.
Otobüsten inmek bu kadar mutlu etmemişti beni
Dışımda sakin bir tebessüme inat
İçimde fırtınalar kopuyordu sevinçten
Sana geliyordum
Sana geliyordum yollara, yıllara, günlere inat
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!