seni düşlerime hapsettim bu gece
hayatımda yoksun artık.
seni anılarıma gömdüm bu gece
yarınımda yoksun artık.
boşuna söylüyorum sana duvarlara vuran yumruğumla
boşuna söylüyorum sevdim diye
haykırışım boşuna
isyanım boşuna
oturmuşum sahile
soruyorum
ağustos güneşi mi
daha çok yakıyor beni
yoksa sen mi?
güneş öylesine kızıyor ki
ne gariptir şu insanoğlu
tıpkı ipek böcekleri gibi
yaşam süreci içerisinde
hepsi aynı dalda
ve yanyana
ama hepsi kendi kozası
barın kuytusuna sığınmış bir adam
bir tane daha diye işaret ederken garsona
yarım kadeh rakıyı bir kerede dikti kafasına
çıkarıp iç cebinden karalama defterini
eskici tezgahından aldığım
karakaplı defterin ilk sayfasında
devrik harflerle şöyle yazılmıştı;
“ kendine bile meçhul bir adamım ben…”
bu gün sana
her zamankinden daha çok
ihtiyacım var
ama sen bunu
yine bilmeyeceksin
sana seni
sana beni
sana seninle beni
yani bizi
anlatacak değilim
anlatmaya kalksam
her ilkin ve
her başlangıcın
bir sonu var
bizimki ilk değildi..,
üstelik başlamadan
bitti...
çağırmışlardı beni
ve ben de
gitmeliydim
ama yine de
yüreğimden
yüreğine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!