mor düşler yarasında açılır sesin
cam kırıkları gibi saçılır tenim geceye
suskun körlüğünde yalnızlığın
çığlıklar büyütür karanlık
zehir çiçekleri açar dudaklarında
mevsimlerden sonbahar
aylardan biz,Eylül
rengarenk yapraklar arasında
varamasak da şimdi sonsuza
hala vakit var yeşermeye
sarıyı yeşile çevirmeye...
kaçkar gülü,sevda ektim yoluna
inanmışım sevginin kutsallığına
kaçkar daglarının sisi çökmüş alnıma
inadına yaşamışım sevgi diyarlarında
huysuzum,inadım inat
İstanbul
İstanbul ki, bir metafordur şimdi
zamana açılan pencerelerden
martıların kanat çırpışlarında
saklı duran bir hüznün adıdır
İstanbulda zaman biz
Sanat,edebiyat ne varsa
Mutluluklar paragraflarda
Memleket kokar biraz ben gibi
Herkes birbirine benzer
Biraz biraz biz gibi
İstanbulu fetheden etmiş
Bütün yerlerini parsellemiş
Sen seni fethedene baksana
Sonra ararsın onu yana yakıla
Biz ne dağlar,tepeler aşmıştık
Hayal etmek depremdi,yokluğun ölüm
Varla yok arasında kaldım,sen son gülüm
Sen çiçektin,ben bülbüldüm
İşte ben seni böyle bir nefeste sevdim
Sen seversen dalım yeşerecek
Basamaklar arasında dans ediyor zaman
İki kalp, farklı tempoda ama aynı şarkıda
Bakışlar kilitlenince anlıyorum
Sevda, kâh sabır kâh telaş
Aşkımdan yanıyormusun külüm ol
Canın yanıyorsa o zaman benim ol
Elbet seven mutludur son gülüm ol
Seviyorum diyorsan sen sonum ol
Sevmek suçsa cezam senle yanayım
sana baktığımda,gözlerine akarım
doyulmaz askına,fırtınaya yakalanırım
her baktıgımda sana yanarım
-sağanak sağanak sevgin yağıyordu gecemde
-sen hep aşkla bakıyordun yüzüme




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!