Çınar ağacı olsaydım mor dağın yamacında
Sen de karayel olsaydın
Serin güz günlerinde
Oyunlar oynasaydın sarı yeşil yapraklarımla
Gürgen ağacı olsaydım gök suyun boyunda
mavi penye hırkası
ve yeşil tişörtüyle
biraz salaş
ama doğal
ben buyum der gibi
ağlasam diyorum bugün
iki gözüm iki çeşme
ama acıyacaklar
zavallı olacağım
ağlamadım içime attım
biri çıktı doğudan
güneyin ucundan
diğeri batıdan
kuzey ucundan
atları yoktu, arabaları yok
asada asılı torbaları yoktu
yazma demedim sana
suyu güneşi havayı
yazma doğurgan doğayı
sen yaz gene
balta girmemiş ormanı
içinde kuş olsun kurt olsun
Demek gidiyorsun
Gitmem lazım baba, öyle diyorsun
Terk-i diyar ediyorsun
Yani gidiyorsun
Yani mecbursun
Anlıyorum
yarın gel yine
karşılaşalım köşede
hop olsun
fikir tutsak dilimiz lal
gülümseyelim tek
konuşalım gözlerimizle
mezarım gösterişsiz olsun
ne mermer isterim ne granit
ne bir yazıt
ne de fatiha
iki taş dikin iki ucuma
yerim belli olsun
dün pınar başındaydım
yukarıda
dağ yolunda
gördüm seni
ormana gidiyordun
küfe sırtında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!