bir kimsesizin
ölümü gibiyim yüreğinde...
sessiz
ve yok ağlayanım...
biliyorum;
tutulmayacak da yasım...
bir küçük dünya avuçlarımda,
içinde sen varsın.
gülüşün var ve sesin...
dışında, giydiğim kimsesizliğim.
dudakların, yanakların,
gözlerin var ve kaşların...
bir küçük şiirle
nasıl anlatabilirim ki seni,
roman yazmak gerekir
roman diyorum sana...
sana şiir yazmak kadar,
sana silmek de güzel şiirleri.
Bir liman önündeyim şimdi!
Açıklarda uyumuş gemiler...
El ayak çekilir şehirde,
Yakamozlarda yüzün belirir.
Teninin tuzunu alırım,
Vurduğunda yüzüme dalgalar.
bir minik
masum sevdaydı yüreğimde aşk,
sevmedin;
yıktın herşeyi, kıyametim oldu aşk...
ama yine de;
seni beklemenin başka bir heyecanı vardı içimde...
bir nehrin serin çığlığında,
derdinin kıyısına uzansam.
tavana diker gibi gözlerimi;
mahçup bakışlarında kaybolsam.
su olsam, hava olsam,
seninle hayat bulsam...
bir şarkıda bulurum seni,
bazen dudağıma değen kadehte...
rüyalarımda bulurum seni,
geceleri bölünen uykularımda...
içimdeki yalnızlığımda bulurum,
kaybolduğum kalabalıklarda,
bir şarkının,
bir şiirin,
sözleri gibisin.
güzelsin...
biraz hasret,
biraz acı,
bir şehir düşün avuçlarında;
sokakları, caddeleri, evleri olsun.
birde ortasından nehirler aksın...
ama öyle boş, öyle ıssız.
kaybolmuş; çılgın ama mert çocukları...
öyle sessiz ve vicdansız bir şehir.
Bir şehir sustu, kayboldu bu gece.
Çarpan yürekler soldu sen gidince.
Zaman durdu, denizler kurudu.
Ne martıların ne kırlangıçların
Ne de rüzgarların sesi duyulur oldu.
Sustum, sanki hiç konuşmamış gibi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!