Gurbet ilde bilmem neyim
Sen gel beni köyde bir gör
Davul vursun ben döneyim
Sen gel beni toyda bir gör
Dilde dua, elde yaba
Mor dağların zirvesinde dumanı
Ak düşüne evler yapar gelinler
Birbirine teyelleyip gümanı
Bulutlardan devler yapar gelinler
Yağmur sonu toprak kokar enginler
Bir adam sanrısında uçsuz bucaksız
Günahlardan bulut köpüğü azâde
Asılsız sarılmalarda harsız, sıcaksız
İlkyaz gibi sevişken, aşka âmâde
İronik tutkuların o kâbili muhal
Vatanım, bayrağım, ezanım, dinim
Biricik toprağım dördüyle güzel
Namusum, şerefim, ruy-ı zeminim
Türkmen'i, Çerkez'i, Kürd'üyle güzel
Şüheda yurdunda medfun öleni
Nerden aldın bu tahsili?
İt olmuşsun haberin yok
Madrabaza vermiş eli
Fit olmuşsun haberin yok
Cehle diklen ilme eğil
O serin düşlerden mutluluk içtim
Sağ elle oluğa dayanır gibi
Aydan at sürdüm, yıldızdan geçtim
Şafakta güneşe boyanır gibi
Yelesi alevden bindim bir ata
Cem olur, ne var ne yok, ezel'de
Bozlakta, hoyratta tel vurur beni
"O günler" can bulur sözde gazelde
Bayati makamda dil vurur beni
O eski meclisler nerde, hani'ler
Bazı yağmurları içime çeker,
Uzarım yollara herhangi bir nisan
Kimi mevsimlerim, güneşten korkar
Takvimden firari, permeperişan
Saçak altlarında ben süğüm süğüm
şimdi dövün midem dövünmek vakti bu an
üç ezan ötede mükellef sofraları an
Hani o çorbalar ki üstte naneler geziyordu
hani o mantılar ve sarımsaklı yoğurdu
Makbulsüz ikbâlin hükümrânıdır
Gülzâr-ı aşkın baldıranıdır
Bülbüle belâsın bulduranıdır
Gever etme hâra, yazıktır suya
Meşrebi gereği, bozuktur maya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!