Bazen bir mucize kapını çalar
Kulağını tıkar bir seda beklersin
Açılır ufkunda o şahikalar
Ya uçar gidersin ya da beklersin
Boşluklar yarattım gidişinden
Algı dolu şileplerin izinde
Boyadım sil baştan ikonlarımı
O ilk imanın fetişinden
El değmemiş dünyalar kurdum
El değmemiş tutkular denizinde
imgesel, müphem ve soyuttu
yakındı kırmızıya bir gülden
gülden daha naif, daha gönülden
bir kelime buldum, şuurumu yuttu
hüzünle hem dem, neş'eden âri'ydi
Medetsiz’in başı dimdik
Dingilide ak süt emdik
Hallo Dini öldü, gömdük
Üç gün sonra diri çıktı
Çekincesiz düşlerde doru atlar,
Varoşlarıma korkular taşır
Dürer bedeni, sabrını katlar
Bir keşiş gelir her gece
Yalnızlığıma bulaşır
en gerekçe insan olmak değil midir
sevmeye engerekçe
ve emlemek değil midir bır ısırıklık yaşamı
tatmak dudaklarından
ve dokunmak duldalarına en yumuşak, en iğrenççe
Gönül sofrasını serdim engine
Hayalin yadımdam gitmiyor gülüm
Boyansam da günün hangi rengine
Aşkın alacası bitmiyor gülüm
Ne menem eziyettir bende bu hal
Yok....
Yok gözüm,biz bilmeyiz
O dediğini
Hem çok uzun hem karışık
Üstelik zor da birazcık
Boşuna yorma kendini
her şeyden önce duyarsız
şalvar bağı gibi de ayarsız
pespaye duruşlu
biraz banliyö, biraz varoşlu
muheşem bir villa düşün
avlusu duvarsız
Sen içimde ukteydin,ağzımda sakız
Sabahlara çıkmayan kız..!
Gözlerin çökmüş,
Saçların bukle bukle
Şimdi dinlen biraz
Kalk dopdolu bir yürekle
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!