Endamın davet, sözün "hicik"
Özün, ballı mıdır kız senin?
Gamzeler, tarlada gelincik
Yüzün, allı mıdır kız senin?
Gören göz, gerdandan pâc umar
Mübarek gecedir "Bismillah" dedim
Nefsimi kundağa sarıp beledim
Alem-i ervahın mihmanı oldum
Derd-i ukbadan âri diyar diledim
Eledim feth-i Mübin içre zamanı
İstanbul çehreli bir yar diledim
Poyrazda bürünüp şöyle kebeye
Davarı Sorman'a salasım geldi
Kundağında öllük kokan bebeye
Mahzuni'den türkü çalasım geldi
Ve sonra sen
yaprağıma çiy düşerken
şu buz tutmuş nehre inat
unutmuşken sesimi kainat
sesime ses verdin
boğuldum nefes verdin
Arsız gönlümü dağa yüklesem
Ufalıp dağlar kül olur sanma
Şehadete de etseler kasem
Esma gibiler bol olur sanma
Mısır’da atmaz gönlün katısı
Firavunlar azdı hortladı Nasır
Medeniyet çöktü bu nasıl asır
Hedefim şehadet menzilim Mısır
Atına güvenen gelsin benimle
Zalime kafa tut alime eğil
Bir yalanın usancıyla
Deniz gözlerinde karaya vurdum
Bilsen ne günahlar doğurdum
Bulandım, kıvrandım sancıyla
Sen ki bir dizeye emanetim,
hadi durma, infazımı ilan et
varsın yarım kalsın son uykum
dudaklarında domur domur lanet
ölümü kurtuluş bilir bu mahkum
çıkayım dâd-ı Hakka, boynumda yafta
Gecenin bir vakti bölündüm üçe
Bir yanım ana'ydı yardan kim geçe
Gabaktepe, Boğaz, derken Ötâçe
Yeşerdi düşümde bağların Celâ
..........
Taner EKER
Bayrak bayrak hürriyetin
Doruklarda demi vardır
Bu dağlarda hiçbir itin
Ne izi ne, im'i vardır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!