Sen, tek neden değildin ki
bu acılar girdabına...
Sarmal bir gelişimin, her başlangıç noktasına atılan
dikmelerden biri idin sadece...
En başlangıç mutsuzluğun,
umutsuz gelişmeleri arasında bir geçiş...
Evrenin varoluşu
gibi olacak aksi...
Büyük bir olasılık;
elemanter nitelik
alacaktır seninle,
düşlerimin son hali...
Şirki muhkem bir düzende;
Yeis-i Cumhur seçilip,
acıya mümessil oldum.
Hiç açmamış çiçek gibi;
yeşermemişken toprakta,
diyemem ki şimdi soldum...
Kağıt bile katlanmazken
sekiz kere üst üste;
sensizliğe katlanmanın
yollarını aradım ben,
sevdayı duymaya hasret
kalpten söylenmiş her sözde...
Ey yaradan!
Onca zaman geçse de aradan;
acısı hiç yokolmuyor,
umutla yapılan işkencenin...
Ya hiç umut vermeseydin
Bakışlar gözlerime,
sözlerse tenime soğuk.
Kalabalıkta yalnız,
düşünüyorum...
İçekapanık bir mevsimdeyim şimdi.
Şimdi senin gözlerini,
o kara-ışıltılı bakışlarının
yüreğime bıraktığı derin izlerini,
-düşmana verilmeyen bir sırmış gibi-
bilincimin en ulaşılmaz yerinde
saklıyorum...
Islattığına kanmışım,
gözyaşlarımın yolları.
Oysa ki, bütün burları;
bir ben sularmışım meğer,
bir de yağmur damlaları...
Boyayım mı abi:
bana hiç sorulmadan,
on yaşında çalınan,
yaşayabilmek için
bir sandığa bağlanan ömrümü?
Zaman da ne imiş!
Acı her şeyin ilacı...
Biliyorum!
Soluksuz kaldığım an,
sızınla geleceksin...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!