Diliyordum!
Hava parçalı bulutlu.
Paramparça, kuruyorken;
bekliyorum gökyüzünü:
ha şimdi yağdı, yağacak…
Düşlerimi yıkıyorum,
kıran ben olayım diye…
Soran çıkacak mı: niye,
dişlerimi sıkıyorum…
Bir insan nasıl mı yazar
böyle bir durumda ise?
Terli bir sabah uykuya,
kabuslara son verirken;
ten titriyor, üşüyordum.
Rüyamda dipsiz kuyuya,
karanlığa ben varırken;
sen itiyor, düşüyordum…
Gayrı bu canım yanmıyor.
Küllenmiş ateş misali,
yaram kabuk tuttuğu an,
alışkanlık, kaşıyorum.
Ama şimdi kanamıyor...
Varlığın hastalığımdı…
Adın bende psikozdu.
Sen diye hep düşlediğim,
oynadığım son kumarda,
Tanrı’nın sunduğu kozdu…
Bey tarlası ekerim,
kışın açlık çekerim.
Küçük toprak ekerim,
borç altında gezerim.
Okutmaya gücüm yok,
yavrum işe sürerim.
Ne verdi ki hayat
karanlık çıkmazlardan öte
umutlu düşlerime?
Ya ne verdi;
sefaletinden başka
bedenim emeğine?
Ne denir ki bu hasrete,
bekleyişlerim yıllanır.
Gelmeyeceksen arama,
kalbim çabuk yaralanır.
Özletme bana kendini,
Anne, sence deli miyim?
Defalarca öldürdü aşk;
reenkarnasyonla sanki,
hep aynı bedene girdim…
Anne, ben yaşamdan bıktım!
Cımbızla çekildi senle,
Acıya uzak düşlerim...
Ne mi kaldı senden sonra?
Ah divitsiz hokka ile
Nankör mürekkep yaşlarım...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!