Kim uydurdu bunları,hangi oğlumuz,hangi kızımız?
Azeri,Türkmen, Özbek,Kazak,Kırgız...
Adı Türk olan farklı farklı ırkmışız,
Bir canavar aklıyla düşman yapılmışız,
Kanı birbirine helâl (!) kılınmışız,
Eyvah sinsi bir fitneye kurban yapılmışız,
Ergenekon...
Gözyaşının ateşi ile eriyen demirden dağ.
Ergenekon...
Umut körüğünden üflenen çetin geçit.
Ergenekon...
Bozkurtun yedi cihana kükrediği fetih yemini.
Ay, güneşe tutulurmuş
Ben gözlerine tutuldum,
Suçlu hapiste tutulurmuş
Ben kalbine tutuldum,
Akıl hayrete tutulurmuş
Ben cemaline tutuldum,
Üç cemre düşermiş dünyaya,
Yalan, sorsunlar şu kalbime,
Düşerken dembedem canıma,
Her dem bahar açıyor kalbime.
Çok "ümitler"imiz oldu
Ve bir o kadar da "hayaller"imiz,
Bilmece gibi aniden belirdi "fırsatlar",
Kaçtı birçoğu, bıraktı ahlı vahlı "keşkeler",
Bir kısmımız kalktık düştüğümüz yerden,
"İnşallah"larla desteklendi "bir dahaki sefere"ler,
Dostlara sormuşsun beni, inanamadım,
Canlı kanlı gömdün, umrunda mı hayatım?
Gençliğimi senin kaldırımlarında bıraktım,
Umut sokağını göz yaşlarımla yıkadım,
Saat saat, hayal hayal sevginle yaşlandım.
Nail olmak için yüzüne, ömür veren sözüne,
"Unuttum çoktan" demişsin,
"Maziden kalan" demişsin,
"Koca bir yalan" demişsin,
Nasıl hatırladı peki aklın?
Aklın unuttu beni diyelim,
Mektuplar beklerdik dört gözle,
Pembe, mavi, sarı, beyaz zarflı mektuplar,
Ucu yanık, gönlü yanık,
Görülmüştür mühürlü, ağzı sırlı,
Köşeleri elvan pullu mektuplar.
Postacıyı kahraman, düşman gören,
Ey yetim Üsküp, ey mazlum Musul, ey yaralı Kırım,
Kudüs'teki duam, Bağdat'taki ilmim, Halep'teki otağım,
Sissiz elim, kolum, bacağım, varım, aklım yarım,
Seller mi, yeller mi, ateş mi, kimler alıp götürdü?
Hangi günahımın vebali sizi benden çalıp götürdü?
Karanlıklara büründü dört yanım, yedi süreyam söndü,
Her gün "seni seviyorum" diyorsun,
Her ay beni aldatıyorsun,
Allah'tan bile korkmuyorsun.
Hep aynı hata,
Yalanların bata,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!