Verdim can emanetini sen canan eline,
Düşürdün nahak yere elin şer haset diline,
Haramileri musallat kıldın sevda şehrine,
Söyle, yaraşır mı bu hal emanet ehline?
Zayi oldu gam ile nadide hayat sermayesi,
Diyorlarki siyah olan yanarmış ve yakarmış.
Mesela neft gibi, kömür gibi, gözlerin gibi.
Diyorlarki siyah olan karadelik gibi yutarmış.
Mesela hasret gibi, matem gibi, gözlerin gibi.
Bir gün solacak elbet
O renkli, şaşalı, gururlu hayatımız
Siyah beyaz resimler gibi.
Üstünü örtecek dünya denen gurbet,
Dillerde birkaç zaman hatıralarımız
Ellerde siyah beyaz resimler gibi.
Bütün sokaklar sessiz ve tenha,
Sararıp dökülmüş gazel yaprakları,
Yağmur ıslatmış yolları, kaldırımları,
Şehir gittin diye yasını tutuyor benle beraber.
Son defa yüzünü dön bana,
Son defa son bir küçük rica,
Son defa buğulu gözlerinle baksan bana,
Yansam, erisem, diz çöksem sana,
Son defa son bir küçük rica.
Söndürme sakın, yansın ciğerim,
Sen koksun közüm, dumanım,
Bana o ateşli gözlerle bakasın,
Gönül sarayımın lambası o ışıkla yansın,
Sevda yolumuz gözlerinle aydınlansın.
Söndürme sakın, yansın ciğerim,
Söndü şehrimde bütün ışıklar
Zifiri karanlığa gömüldü sokakları,
Ev ev servetini talan etti yağmacılar,
Delik deşik edilmiştir yüksek duvarları.
Soldu bahçelerimin elvan çiçekleri,
Sonradan öğreniyor insan
Ağır bedellerle dersler aldığını,
Sonradan tadıyor insan
Düşmenin yürek yakan acısını,
Sonradan tanıyor insan
İhanetin gönül yakan kahrını,
Yüreği titreyerek sordu:
"Neyin var canparem?"
Kanlı hicranla "bir şey yok" dedi
Yutkunarak, boğuk ve acı yüklü sesle.
İçine gömdü cihanı yakan ateşi,
'Anlar, tahmin eder' diye umarak,
Bir gönül macerasında heba ettim gençliğimi,
Bir vefasız canan uğruna hibe ettim kalbimi,
Suya yazmışım meğer en saf sevda hayalimi,
Söyle pençesinde can verdiğim, değdi mi?
Saatler yazdı zindan gece nöbetlerimi,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!