Sürmelidir yarim sürmelidir,
Çağırıram, çıkmaz içerden,
Demir kapıları siyah sürmelidir.
Sürmelidir yarim sürmelidir,
Giderem, bakmaz ardımdan,
Sus, birşey söyleme.
Susuşunda ne çığlıklar sırlanmış,
Ne kadar kendine desen de: "Sakın belli etme",
Görüyorum, his ediyorum, biliyorum.
Çünkü susuşumda da aynı çığlıklar sıralanmış,
Şimdi çok daha iyi anlıyorum,
Nerede süvarin kızıl kısrak?
Hangi vatan yamacında şaha kalkarken düşürdün sırtından?
Hangi ihanet çukuruna takıldı ayağın da tökezledin?
Söyle süvarisiz kısrak,
Nerede kılıcı, martinisi serdengeçti süvarinin?
Aslında hiç bir şey için acele etmeye gerek yoktu,
Talih, kader bildiğini okuyordu zaten,
Türlü sıkıntı, hastalık yanımıza kâr kaldı,
Bir de saçlarımızı beyazla değiştirdik,
Boşa telaştı, ölüp gidecektik zaten,
Kazandığımız bizden sonrakilere kâr kaldı,
Gözlerim rast geldi sana,
Bir çift alev topu attın bana,
Yakıp küle çevirdin beni,
Merhamet bile etmedin cana.
Söyle ey sevgili bana
Hasret çekmeyen gözde kanlı yaş,
Acı çekmeyen gönülde hicran olmaz.
1
Ben aşığı gözünden tanırım
Ben yananı özünden tanırım
Sahte seveni sözünden tanırım,
Yüzü aya benzer,
Gözü maya benzer,
Sözü çaya benzer,
Yalnız ben göreyim,
Bakan nazar eder.
"Taş kalplisin" diyeceğim sana
Ama taş bile sıcak yuva yapıyor,
"Kalpsiz" diyeyim en iyisi sana,
Çünkü belli ki sol yanında bir şey atmıyor .
Tekmili birden mahinursun
Kaşın kamer bir,
Yanağın kamer yedi,
Yüzün kamerin ondördü,
Girmesin araya karabulutlar,
Her dem gönlüme kandil olsun,
Güneşi vurdu damarlarıma Temmuz'un,
Tıpkı beni yakan iki gözün ve yüzün.
Haram olmalı bu ayda dert,hüzün,
Aşkın her rengini yaşamalı herkes günbegün,
Hatırını kırmamalı hiç kimse Temmuz'un,
Mukaddes bir emanet bilmeli her günün,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!