Bıraktım, içimdeki deliye ıssız yanımı.
Sürdürsün orada hükümdarlığını,toplasın nekadar ızdırap varsa oralarda ...
Uzak tutsun benden sessiz çığlıklarımı, fersah fersah uzaklara götürsün hüzünlü yanımı...
Dilimden toplasın, tek tek paslanmış ayrılık türkülerini ...
Sarsın deli deli yaralarımı sızlatmasın sol yanımı ...
Yoruldum işte, çok yoruldum...
Güçlü görünmekten…
Yüklerin altında ezilirken gülümsemekten…
Taşıyamayacağım kadar ağır, kırık bir yürekle hayata tutunmaktan…
Canım yanarken, dudaklarımı ısırarak gülümsemekten…
Ve hep iyi görünmekten…
Bitmez mi sanırsın yüreğim,içindeki bu sızı..?
Senki..!
Kaç depreme dayandın,
kaç enkaz altında kaldın.
Sevdamı yıkacak sandın.
Neden böyle gamlandın.
Bitti;
içimde tüm savaşlar bitti.
Kalmadı kimseye sitemim vedahi hevesim,sildim gönül odalarımdan hayalini...
Çıkardım ruhumun uçralarından suretini beni yıktığın gün bende yaktım içimdeki seni...
Ne dağınık hayalin kaldı beynimde nede mutlu tek anın.
Acın bir örtü gibi örtü yaşanılmış her şeyi
Bizim acılarımız dilsizdir küçüğüm,konuşmaz.
Gün geceye çaldımı, fırtınalar kopar.
Sessiz çığlıklar göğü deler,sonra şimşek olur yüreğe saplanır.
Yer ağlar, gök ağlar...
Tüm sesler susar yürek ağlarda birtek göz ağlamaz...
Bizim acılarımız dilsizdir küçüğüm...
Yaşlanmayalım biz.
Dudaklarından mey içerken
Sevdanın,
Yüreklerimizde huzur toplayalım.
Geçecek
Bu da geçecek yüreğim.
Neler geldi neler geçti...
Ruhuma buzdan duvarlar öreceğim,
Yıkılmayan kaleler gibi.
Belki bir şafak vaktinde belki sabahın seherinde
Bir çığ damlası içinde
Arar seni bulurum.
Sesinin tınısına
Sazın bam teline
Bu ne şiddet yüreğim?
Dur dur biraz dinlen...
Gök yüzünü aydınlatır ,
çığlıkların.
Bu kederin neden?
Bu son acıydı ruhumu çürüten,
Son ızdıraptı yüreğime çöken.
Bu son gülüşümdü gamzelerimde gezinen...
Ne gecenin şafağı var benim için
Ne de güneşin doğuşunu görecek belli gözlerim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!