Kadının güzelliği, zayıflığı, ve bu solgun eller
Çok kere iyilik eder, her kötülüğü yapabilirler,
Ve, artık hayvanî hiçbir şey bulunmayan gözler,
Ancak yeter: “kafi” demek için, erkek öfkelerine.
Ve hep, hırlamaların oyalayan anası,
Bak işte kalbim ağlıyor
Yağmur yağar gibi şehre;
Bu bitkinlik de ne oluyor
Kalbime nüfuz ediyor?
Ey, yağmurun gürültüsü
La Port-Sen-Marten (La Porte-Saint-Martin) tiyatrosu Mister’i (Mystères) oynayacak
Parisliler bütünüyle oraya koşuyor, acele ediyorlar.
Her yer dolu, parterler, localar, balkonlar;
Yine de bir yerim var, size sunacak.
Bir zamanlar size rastlamış olduğum bu tiyatro
Hava, acı bir içki gibi ürpertiyor.
Gün bakırın her tonunu yansıtırken tasalı ve sönük;.
Serçeler, kendilerini izletiyor, soğuktan cıvıldayarak,
Uçarken sisin üstünde büyük bir parlaklık bırakıyor.
Yaşlı kuleleri taçlandıran,
Severim göz kamaştıran karı,
O gümüşle kapladığı ağaçların üzerindeki :
Güzel günlerin son anısını,
Eğdirir sararan yaprağı.
Kardeş, ey rüzgârın ortasında şarkı söyleyen güzel dilenci,
Sev kendini, gökyüzünün rüzgârı sevdiği gibi.
Kardeş, keseklere sürerken öküzleri,
Kendini sev, tarlalarda toprak nasıl severse yeri.
Kara tüylü kara kargalar ,
Sonbahar rüzgârıyla sürüklenmiş ,
İlkbaharda gökyüzünde gak gak ötüyorlar ,
Uzun yolculuklarından dönmüş .
On sekiz metre boyunda bir karınca
Ve başında bir şapka,
Olamaz aslâ, olamaz aslâ.
Araba çeken bir karınca
Penguen ve ördek dolu bir araba ,
Büyük ova beyaz, sessiz, hareketsiz duruyor.
Gürültü yok, ses yok; sönmüş tüm hayat,
Bazan, kaygılı bir sızlanma oluyor fakat,
Barınaksız bir kaç köpek korulukta uluyor.
Güzel renklerinden sıyrılıyor orman,
Sabahın soğuğunda birkaç rüya takılıp kalmış,
Sonbahar tükeniyor ve yaklaşıyor kış,
Çok büyük bitkinlikle akıyor zaman...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!