Ağaç olsan balta vurur dalına
Nimet olsan alır ayak altına
Türlü türlü insan çıkar karşına
Temiz kalamazsın,kirli dünyada
Gönül düşer bazen onmaz sevdaya
Doğması sanki kabahat
Baba üzgün, asık surat
Bilmez kız hayırlı evlat
Sevgiden mahrum kız çocuk
Almaz dünyadan bir murat
Köprüler kurmak isterim
Doğudan batıya
Güneyden kuzeye
Gelmesin insanlar
Karşı karşıya
Geçsinler diye
Sevgiler ekelim insanlık için
Kalmasın yürekte ne nefret ne kin
Yüzlerde tebessüm hiç eksilmesin
Elele verelim zalimler korksun
Kandan,karanlıktan beslenir illet
Nerde o gözü karalık
Nerde o mangal yürek
Gitgide artıyor korkum
Bir tarafta sevdiklerim
Bir tarafta ülkem
Azmış,kudurmuş canavar
Bıraktı nefsin eline
Kaçamaz oldum bir yere
Günden güne kötülüğe
Ha zorlar ha zorlar beni
İyiye,güzele düşman
köy düğünlerini özledim
bayrak dikme merasimini
pazardan perşembeye
perşembeden pazara
sabahın seherinde zurna sesini
davulun karşı köyden dinlendiği
Kul derdini dökemezse
Dilde mi dinleyende mi
Gerçekleri göremezse
Gözde mi görmeyende mi
Uykuya dalmış ahali
İçler acısı ahvali
O yıl çok kurak geçti
Ne bağ ne bahçe
Ne toprak etkilendi
Vicdanlar kurudu
Kaskatı kesti
Bir daha da yeşermedi
Sevgiden de öteydi
Belki aşktanda öte
Duyguların tarif edemediği
Bir cümleydi
Kurban olduğum
Candan bile vazgeçmekti
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!