E sip duruyor gene rüzgar, fırtına getirecek,
L aleye veda, güle veda...
V eremem artık toprağına su,
E n derin denizlerimi kuruttu!
D eli olacağım kendisiyle gitti kokusu, dahası,
Umut ne büyük bir hikmettir bilene…
Açar mutluluk kapısını,
Onunla doğana, onunla ölene…
Umut şudur dostum:
Neden olmasın ki;
Artık yaşlar akmasın bu gözümden,
Yaş mı kaldı, sıra kanda mı gülüm!
Artık feryat çıkmasın bu sözümden,
Söz mü kaldı, sıra canda mı gülüm? ! .
Kim ister ki ağlamayı boş yere,
Leyl-i kara gider gider gider,
En uzak yerlerde durur...
Marifet onda mıdır bilinmez,
Ayda bir mahcubiyet durur...
Nedir bu mahcupluk bilinmez,
Işıksız semayı sallar da durur!
Şu rüzgâr da sana mı çalışıyor ne,
Zorluyor şerefine uçurduğum,
Aşktan yaptığım uçurtmamın
Elimdeki ipini göklerde!
Şu rüzgâr da sana mı çalışıyor ne?
Çaldı gene yıldızların şarkısını solistimiz,
Bir yanda arş dinler, diğer yanda ise ikimiz…
Bu bir duygudur, çılgın bir ırmaktır
Yokluğunsa arşın temel direğini kırmaktır…
DErt dağlarının umut çiçeği,
Kurudu gittiğin güz mevsiminde!
Umut çiçeğinin tek içeceği
Kurudu gittiğin güz mevsiminde!
Saat gene Mona Roza,
Yani on ikidir, söndü lambalar...
Bu gece yarısında,
Aklımın yarısı bende,
Diğeri de kalbimin öteki yarısında...
Güneş mi, ne güneşi?
Güneş ne arar onun olmadığı yerde...
Sizdeki de soru mu yani,
Onun olmadığı yerde hayat mı olur,
Hayat olmayan yerde mutluluk mu olur.
Yüzünün nuru olsam
Anlında onurun olsam
İncecik parmaklarına,
Takar mıydın yüzük olsam?
Yar gönlünde özün olsam
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!