Suat Kırçiçek Şiirleri - Şair Suat Kırçiçek

Bazen şiirin tamamı sensin, bazen de senin tamamın şiir…
Bazen hayatın her dakikası sensin,
Bazen dakikaların hayatı sen…

Ne değişikti sevdamız?
Bazen aşk diye yazılır, ölüm diye okunurdu

Alkolle dans ediyor adamım diye geçinenlerin avratları,
Daha on beşinde boğazı kanlarıyla dolduran ataların evlatları…

Sodom ve Gomora gibi yıkılmış bu ülke bu şehir,
Su değil pas taşır bu derya bu nehir!
Gelir iblisin nefesi zehir mi zehir,

Gel ki göresin,
Görkü gelesin…

Bir gün gelir de benim olursan yar,
Ben her gün gelir senin olurum, duy yar!

Yârim, yarın ol
Ey yarın, gel sen de benim yârim ol…
Sonra yarınlar dün olsun,
Ve dünler yârimle dolsun…

Dünler yarını yoğursun,

Kuşlar uçar, uçar, uçar
Gökyüzünde uçar onlar,
Bekleme onlardan inmesini yeryüzüne her an
İmkânsızı istemek zorunda mısın?
Anladım ki sen bunların yüzenini istiyorsun...

Yârim beni kovacakmışsın bu dünyadan
Bu ferman ki bir kırık yumurtadır;
Daha kendine faydası yok…

Gidersem kalbimde senle eğer bu gezegenden
Bomboş kalacak,

Selam sana kazıklı voyvoda!
Pardon, kazıkçı voyvoda...
Selam olsun sana garip şair...
Selam olsun,
Üzerine güneşin doğup battığı her şey...

Ben bunları hak ediyorum, Çünkü seni hak etmiyorum… Ey dost bak sana ne diyorum, Koydum aşkı cebime, Sevda değil mi işte gitmiyorum! Kızdın mı yar sultan? Şunları derim sana o zaman: Nolur üzme artık, aman Vallahi bu Azrail’den daha yaman! O öldürür en azından, Üzmen ise süründürür tarzından! Dökülür üzmezsen bal ağzından Bereket dahi nasiplenir kışından yazından! şıklar seni hatırlatırken sazından, Nağmeleri şakır huyundan, suyundan nazından! Bu şair ki seni söyledi birazcık yasından Buna rağmen güzelliktir gelen arkasından! Ve toplar şiirini aşk tarlasından, Kelimelerin en en en hasından! ... StzM 16.03.12/01:26

Bir çift göz bakıyor çiçekler arasından,
Çiçekten farksız olan kırmızı gülüm!
O gülümsemen o bakışların çok sıcak ama;
Üşüyor gibisin gül-i zarın çiçeği
Gönlün soğuktan titriyor gibi
Sana güneşi vereyim, biraz da seni yaksın!

Bekleyeceğim seni,
Ateş donup, su yanıncaya kadar...
İnat değil mi seveceğim işte,
Güneş üşümeye başlayıp,
Dönmekten yorulana kadar dünya...