Midemde bir halat kırka dolandı yine,
Yüreğimdeki kapılar kapandı,
Kilitler sürüldü üstüne!
Kırk mühür vurdum,
Kırk satırla efsunladım…
Kırk sancı bindi kasıklarıma
Git...
Zaten hep bunu istemiştin,
Zaten sen ilk günden beri
Hep gitmeyi düşünmedin mi?
'Nereye gider bilmem bu ilişki? ' demedin mi?
Gözlerin sadece tanıktı
Uzaktan bakmıştı.
Dilin ruhumu henüz yalamamıştı,
Ve acı gözbebeklerimden
Tuzlu damlalarla akmamıştı.
Ben esir düşmüştüm,
Ağıt niyetine döksem de gözyaşlarımı,
Lal kesilmiş dilim kadar anlatamam acımı...
Dualar, sureler fayda etmiyor ki
İçimdeki savaşta sürekli ölüyor birileri!
Ne zaman içime baksam
Bir mayına basıyorum,
Çığlığım ol hadi,
Çık dudaklarımdan küfür gibi...
İçimdeki nefret ol,
Yaşamam için bile beni.
Dalı kırılmış bir ağacın
Acısını hisset benimle.
Bir bıçak gibi daldın,
Kanımı yaladın,
Üstüne sıçradım...
Ben acıdım,
Sen gaddardın,
Belki de korkak
Ben yağmuru sevmeyi öğrendim sende,
Bir gece vaktinde
Ya da sabah saatinde
Yürüdük yağmurun altında elele...
Sen yağmuru seviyordun,
Ben ise ıslanmaktan korkuyordum.
Ayrılık önce gözlere vurur,
Akan yaşlar insanın aslında umududur.
Yaşamak için bir sebeptin sen bana,
Artık yaşamam neye yarar,
Sen yoksan yanımda.
Bir de şu var ama sevdiğim,
Dudağının kenarına konan,
arsız gamzenden düştüm.
Avuçlarında yüzdüm,
gözlerinde duruldum.
Hiç seni seviyorum demesem de,
seni umutsuzca sevdim...
Hecelere bölsem de seni, içimden söküp
atamıyorum ki!
Adın bölünüyor ama aşk çarpıyor beni...
Zoraki bir tebessümün ardından tatlı bir
sohbet ve anason kokusunun
sarhoşluğuyla başlamıştı her şey...
kesinlikle
bu kalem şair ruhlu,
içinden geleni
hissedeni
kağıda İYİ YANSITIYOR
...
ŞİİRLERİ ÇOK FARKLI BEN ÇOK SEVDİMM
AMA GELECEK VAAD EDEN BİR KALEMMM
ONA DİKKAT