Bir tarlada bir lale olsam
Koparılıp yar elinde solsam
Eğer bende talihli bir kulsam
Duam kabul olur bir zaman
Sivas 2004
..
Gurbet elin bir yazgısı var
Bilinmez artık, bir kaygısı var
Bağrında vatanına hasret bir yarası var
Sızlıyor ki yüzünde elim bir sancısı var
sivas 2002
..
Parça parça olmuş milletim
Netsin bundan gayrı bileğim
Kan ağlasa çelik yüreğim
Mevla’m Kadirden tek dileğim
Özgürlüktür, özgürlük…
sivas 2000
..
Şu gözleri yıldırım gibi olan hani
Konuşurken “dertlimi ola” inliyor sanki
Adı nicedir bilmem, şanı kalsın baki
O da bir gün gidici, oda bir fani
sivas 15.01.02
..
İffetine sürdürme kes o pis elleri
Şanına uzattırma ellerden de pis dilleri
Korkak bedenin üstündeki kalleş kelleyi
Bil en marifetli şekilde yere sermeyi
sivas 30.01.2002
..
Gün geldi bir avuç dağlı
Birlik olup kenetlenmedi mi?
Gün geldi savaş meydanlarında destan yazanlar,
Şehit olup kanatlanmadı mı?
sivas 07.02.02
..
Zulmü reddettiğim günden beri
Köleliğe hiç rağbet etmedim
Hürriyeti sevdim kendimi bildim bileli
Ve esaret boyunduruğunu hiç giymedim
sivas/şarkışla 2000 murad-i
..
Sıvas şehrinde bir akşam vakti,
Eriyip kaybolan yıldızlarla gel.
Ruhumda yaktığın hasret ateşi,
Dumanı savrulup közlenince gel.
Anlaki şu sevdan yaktı içimi,
Riyasız, yalansız sevgilerle gel.
..
Cumhuriyet Dönemindeki özellikle demiryolunun altın çağı olarak nitelenen Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki demiryolu politikasını daha iyi anlamak açısından Cumhuriyet dönemi öncesinin değerlendirilmesinde yarar vardır. Çünkü geçmiş bilinmeden, bugün anlaşılamaz.
Bu nedenle, ülkemiz demiryolu tarihi; Cumhuriyet öncesi, Cumhuriyet dönemi (1923-1950 Dönemi) ve 1950 sonrası dönem olarak üç başlık altında incelenmelidir. Bu dönemlerin belirgin özelliği; birincisinde demiryolu hatlarının büyük bölümünün yabancılara verilen imtiyazla yaptırılması, ikincisinde demiryolu ulaştırmasının altın çağı olması, üçüncüsünde ise demiryolu ulaştırmasının yok sayılması, ihmal edilmesidir.
A. Cumhuriyet Öncesi
Türk Demiryolu Tarihi, 1856 yılında başlar. İlk demiryolu hattı olan 130 km'lik İzmir - Aydın hattına ilk kazma bir İngiliz şirketine verilen imtiyazla bu yılda vurulmuştu. Bu hattın seçimi nedensiz değildi. İzmir-Aydın yöresi diğer yörelere göre nüfus bakımından kalabalık, ticari potansiyeli yüksek, İngiliz pazarı olmaya elverişli etnik unsurların yaşadığı, İngiliz sanayisinin gereksinim duydugu ham maddeye kolay ulasilabilecek bir yöreydi. Ayrica Ortadoğu'nun kontrol altına alınarak Hindistan yollarının denetimi alınması bakımında da stratejik bir öneme sahipti. Osmanlı Devletinde demiryolu imtiyazi verilen İngiliz, Fransız ve Almanların ayrı ayrı etki alanları oluştu. Fransa; Kuzey Yunanistan, Batı ve Güney Anadolu ile Suriye'de, İngiltere; Romanya, Batı Anadolu, Irak ve Basra Körfezinde, Almanya; Trakya, İç Anadolu ve Mezopotamya'da etki alanları oluşturdu. Batılı sermayedarlar, sanayi devrimi ile çok önemli ve stratejik bir ulaşım yolu olan demiryolunu tekstil sanayinin hammaddesi olan tarım ürünlerini ve önemli madenleri en hızlı biçimde limanlara, oradan da kendi ülkelerine ulaştırmak için inşa ettiler. Üstelik, km başına kar güvencesi, demiryolunun 20 km çevresindeki maden ocaklarının işletilmesi vb. imtiyazlar alarak demiryolu insaatlarını yaygınlaştırdılar. Dolayısıyla Osmanlı Topraklarında yapılan demiryolu hatları, geçtiği güzergahlar bu ülkelerin iktisadi ve siyasi amaçlarına göre biçimlendirildi.
..
Gözlerinde okudum ey Adem bu sırlı ol duayı
Dualar edelim canı gönülden, diyelim amin
Okudum himmetiyle, esrarıyla adam oldu ayı
Dua duadır, duanın sırrı dualara diyelim 'Amin'
Sivas 6/2/08
..
Koparmışlar bizleri toprağımızdan
Bahseder şimdi dedeler o kutsi diyardan
Kökümüz kesildi, kaldık bir gövde
Kapıldık zulmün seline gideriz meçhule
SİVAS 04.03.02
..
Bir zaman Sivas'ta yaşadık sorun,
Bilmem zoru neydi budala körün,
Yok ol kanlı Sivas varlığın, varın,
Muhlis Akarsu'ya nasıl kıydılar.
Yobazların ağzın açtı havaya,
Başladı softalar sahte duaya,
..
suskun yüreğime
bugün derdimi anlatamadım
iki temmuz 1993
madımak otelini verdiler ateşe
yaktılar otuz üç canımızı
ne analar ne babalar nede kardeşler unuta bildi seni
kanlı sivas.
..
Bu makama kim ere üş bu nakdi kim dere
Varlığın Hakka vere cümle âlem içinde
Varlık yokluk birdürür aşk u siva birdürür
Dünya ahret birdürür aşk-ı kadîm içinde
Kim bu sırra ermedi kendözünü dermedi
..
Her seher avucumuzu dolduran pınarlardan
Her sene bir yıldız akacak ufkumuza
Göreceksin melekler kıskanacaklar bizi
Rüzgarlar bulutlara anlatacaklar bazen
Altı bin senelik hikayemizi...
(Eylül 1951 - Sivas)
..
Çokça sen azca ben içinde biz 5
Özlemiştim. Seni ve seninle birlikte yaşanan her şeyi bir bütün içinde…
Eksik parçasıydın bunca özlenmişliğin içerisinde olup, dışarıda kalışınla. Özlemiştim yalan değil yollarını bile gözlemiştim. Seni özlemenin bile kutsal sayıldığı birçok yazıya seni nasıl özlediğimi işlemiştim. Seni hem özleyip, seni hem yazmak birde üzerine sensizlik tarafından kuşatılmış olmak çoğu zaman yazdıklarımı bölse bile, seni özlemenin ayrıcalığıyla kendimi yaşatmıştım. Sen özlem duvarlarına kazınmış sıva, ben sana vurulmayı bekleyen malası olmuştum. Seninde özlediğini bilmemiş olsaydım işte o zaman özleminle ölürdüm. Belki ellerinden, gözlerinden, sözlerinden, gülüşlerinden, teninden uzaktım ama özlemine yakındım. Özlemiştim yalan değil. Özlem duydukça resimlerine özlemimi anlattığımda gerçektir. Özlemiştim bir gün bu özlemin son bulacağı gerçeğini kendi içime sindirerek…
Özleminin yaşandığı zaman dilimleri, özledim gerçeğini yüzüme vuruyordu.
..
Sana hiç göstermediğim yüzümle
Senden gidince, sen bitince yüzleştim
Kırgınlığım ördü aşkın surlarını
Sıva tutmaz duvar diplerine yazdıklarım
Kaybolup gitti çıkmaz sokakların ıssızlığına
..
Müştakıyım Rabbe götüren nurlu kapıların
Eşiğinde kıtmir olabilsem keşke Beyt-i Resulün
Mübtelasıyım uzak olsamda mukaddes yapıların
Bülbülü olsam keşke salevatlarla o gonca gülün
Metin HANLIOGLU-SİVAS
..
Kar yağar sivas iline
Düşürme elin diline
Kız ben seni çok sevmişem
Koyma beni el yerine
Kar yağar sivas iline
Söz olsam ben diline
..
acım kucağımda çocuk kaldı
bir başına memesiz
çarpıyorum duvardan duvara
içimden sökülüyor sıva
acı bir o yana bir bu yana
kan bırakmadı yarada
..