Hassas oluyor insan aşık olduğunda
Kalbinin üzerine ağır bir yük binmiş gibi kimi zaman
Kimi zaman arar gibi nerede olduğunu
Elleriyle, göğüs boşluğundan
Belki o yüzden kaybettim mantığını güncel yaşamın
Saçları, kaşları, bakışları
Böyle tanımlayamam seni şiirlerimde
Kolayına kaçamam işin
Gece yarısı dalgalı okyanusa vuruşunda yüreğimi
Ufak bir sandal ile
Bunların ne biri ne hepsi
Kar kırmızı yağdı bu akşam
Gökyüzü denizin rengindeydi
Deniz ise kahverengi
İçinde balıklar oynaşıyordu
Balıklar masmaviydi
Portakal rengi kaldırımdan
“O’ nu görmeyince,
O’ ndan ayrılınca,
O ölünce, o gidince”
Hayatım karardı
Nasıl kararıyor insan hayatı
Tüm renkler olduğunun bir ton matı
Nasıl sevdi seni!
Büyüse de, kadınlığını bilse de,
Hala çift kurdeleli saçlarını,
Sek sek oynayarak zıplatan o küçük kız.
Nasıl sevdi seni!
Belki de izin vermeli yaşamın akıp gitmesine
Suda kayar gibi hızla üzerinden geçmeli
Detayları,
Daha kolay avunan, zor üzülen insanlara bırakmalı
Düşündükçe geçer, geçmez zamanda
Kelebek olma umudundan sıyrılıp
Nasıl sevdi seni…
Büyüse de, kadınlığını bilse de,
Hala çift kurdelalı saçlarını
Sek sek oynayarak zıplatan o küçük kız
Nasıl sevdi seni…
Yaşamın törpüsüyle savaştayım.
Sallanan bir köprüde kafa kafaya gelmişiz.
İnatlaştıkça, altı dalgalı deniz gibi yaşatıyor hayatı.
Dışarıdan bakanın, gözünü yoruyor durgunluğu.
İçeriden bakan, göremiyor dışarıyı.
Törpü elbet,
Başımı omzuna yaslayarak başladı bu aşk,
Bir akşam,
Yıldız yokuşunda.
Ve hatıra bırakıldı o ana,
Ürkek dudakların, ilk tebessümü.
Sonradan ikimiz de yükledik el birliğiyle,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!