Pamuk şekeri tadında, gül dalında bir karınca
karınca kararınca ziyaretin keyfinde, baharın sofrasında
Nasıl da her şey küçülüyor, yaşam küçülüyor insan gözünde
bu karıncanın gözüne değdiğinde…
Yıl, ay, gün, saat, dakika, saniye, salise...
Sıkıcı değil mi sayması bile
zamanı ifade etmek için konulmuş
bir sürü saçma kelime bunlar
İnsanlar yaşam boyu kendilerine yapışık gelen bir şeyin peşinde
Ve isimler takmış her şekline
Aşkın gözü kördür,
İnsanınki aç
Aşk için isteyen gördün mü
Hiç düşünmeden kaç
Çünkü aşk, senden hiç bir şey beklemez
Sen yalvar yakar
Bir gün sakin bir yağmur damlası düştü göğsüme
Çiseledi, çiseledi gecelerce
Kesilmedi arkası
Dur diyesim gelmedi her neden
Çakana dek çocukluğumun korkulu düşlerinden
Mavi şimşekler
Seni unutmak,
Kış günü, üstelik kar yağıyorken
Ayakkabılarını giymeyi unutmak gibi bir şey
Ve ya çok sevdiğin birinin ölüm haberinin gelmesi
Ve içinde bir şeyler çırpınırken
Ağlamayı unutman gibi bir şey
Bense sende bulduğum
kendimin büyük parçasıyla avundum
Ve belki görmek istemedim
sadece sana ait olan
o kalan seni
Seviyorum
Altını çizerek yazıyorum
Yiğitçe savunmaktır bu sevdiğin şeyi
Korkmuyorum
Ama elbet korkutmuştur insanları
Seni bu denli sevmem
İnsan bazen sevmek ister,
Gücü yetmez….
Bazen çok sevilmek ister
Gücü yetmez….
İnsan, ya ne istediğini bilmez
Ya da kendi gücünü….
Yaşamak,
Aşkın içine batarak
Ve unutarak tüm diğer olguları,
Susar gibi,
Acıkır gibi,
İstekli...
Yalnızca yalnızlığın yalınlığında
Görebilirsin görebileceğin gerçek kendini
En gürültülüsüdür bu tüm seslerin
Kulağında çınlayan başkalarının değil
Kendi seslerin
İlk duymuşluğun gibi gelir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!