Kar kırmızı yağdı bu akşam
Gökyüzü, denizin rengindeydi.
Deniz ise kahverengi.
İçinde balıklar oynaşıyordu.
Balıklar masmaviydi.
Portakal rengi kaldırımdan,
Nasıl büyük bir hazdır kim bilir,
Bir şair tarafından sevilmek
Senin görmediğin ne varsa kendinde,
Ondan dinlemek.
“Bir de korkun vardır, duygularını şehvete çevirecek;
Ben, bir süredir seni düşünüyorum
Daha doğrusu seni, benli,
Beni senli düşünüyorum.
Adın kalbimin üzerinde çalan bam teli
Peki neden olamadık bilmiyorum
Bir türlü, Senli-Benli…
Bugün daraldım, sıkıldım, parçalandım anlayacağın az biraz
Sonunda karar verdim, dimdik kasıldım, aradım seni
Eski arkadaşım, yakın sırdaşım
İhtiyacım var, dedim, ödeyemedim bu ay kiramı bile
“Yok valla” dedi, “olsa vermem mi? ”
Halbuki yıllardır tanırım
Kağıda bir kuş çizdim.
Kuş uçtu,
Kanadını unuttu.
Kanadı kağıdımda.
Kısırdı kadının biri,
Karnına bebek çizdim.
Alınma!
Seni yok etmedim.
Teslim ettim,
Daha umutlu bir zamana?
Alındım!
Beni yok ettin,
Unuttum.
Her şeyin çekilip gittiği bir saatteyim
Hırsların,
olmuşların,
olacakların,
aşkların
Yaşamın perdeleri var
Aşkların, dostlukların,
İnsana dair tüm umutların, ilişkilerin,
Üzerine iliştirdiklerin
Hepsinin perdeleri! Senin gözlerin…
Perdelerin renkleri var
Yalnızlığım özletiyor seni
Ne zaman bir soru olsa yanıt bekleyen,
Sığındığım o kendimden gizli köşede hep sen
Tanıdığım en yakışıksız ikili sizsiniz
Beni yalnız bırakan sen
Ve yalnızlık
Uzun zamandır yapmadığım bir şeydi
Yani İstanbul’a böyle uzun, böyle derin
Böyle sessiz bakmak
Ve anımsamak ilk sevgilinin günaha davetini...
Motorların sesiydi belki sürükleyen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!