rüzgar dalları okşarken sessiz sessiz
tenimde hafif bir üşüme olurcasına
sonrası nöbet, sonrası döşeğe düşercesine
adım adımdır özlemin...
çarpmaz öyle aniden
çok yorgunum hayat
palyaçoluk yordu
polyannacılık yordu
gülümsemek yakışıyor da
boş olunca,
o daha da çok yordu
şimdi sen diyorsun ya hani 'sus...'
susan salt dildir nerden bilesin
bir kulak versen de dinleyebilsen
gönül biçare, feryad-ı figan ne çare
sanmaki sevgindendir bedbahtlığıma sebep
Ve son kez dokundu gözleri gözlerime
son kez dedim içimden, verdiğim bu nefes
artık bitmişti.
duygularımın telafuzu son saniyerele sığamazdı
ve; beklemeye başladık.
düşündük geçen zamanı,
Düşündüm...
Sana kazak örmek için de söz vermiştim
O da olmadı be küçük,
Ne iplik dolanıyor şişe,
Ne de ilmek atası geliyor parmaklarımın.
Nasıl bir hisse ortak etmişsin ki yüreğimi
bugün yağmurlu hava arkadaş
yağmur seni de ıslattı mı?
gözlerim dalıp dalıp gitti
sustum
şimdi yanında olup
huzurla uyumak vardı
şimdi yanında olup
göğsünde beni hissetmek vardı
şimdi yanında olup hayal kurmak vardı ya
ah ah!
tırnaklarımı söktüler
yabancı da değildi ki o herifler,
ayaklarım gitti
zorunda değildi ki...
kalbim 'öl' dedi
ne frenlerim tuttu
geçmişi yad etmek insanı nasıl da bulutlar üzerinde gezdirir
kah güneşli bir havada
kah yağmur dolu şimşek çaktıran bir edayla
nasıl özlüyorum o gezintileri
suskun gözlerim
suskun dilim
bakma sakın ardıma
gelmeyebilirim
el sallama bana öyle
çabuk gelebilirim
yıllar geçserse aradan
beni unutma
satırlarını okuduğum kadarıyla bu bayan, duygularını çok güzel dile getiren, gem vurabilen, irade sahibi birine benziyor. Ve yine okuduğum satırlardaki öfkesini çocukluğunda yaşadığı bazı olaylara yorumluyorum keza şair adayı bayan,tanıtımında da kendini yeterince izah edebilmeyi başarmış. her şiiri ...