yaz sabahının buğusuydu gözlerim
gecenin koyusuydu
yakamozun ışıltısıydı gözyaşlarım
gülün yaprağındaki yağmur damlasıydı
dalındaki incelikti ruhum
dikenindeki sızı
güneş imdin ay ım oldun
doğacaktın oysa derdim oldun
bitecektin bitmez oldun
yokluğunla öldü gönlüm
yalan yoktu hancın kaldı
dudaklarından dökülecek tek bir kelimeydi oysa
'gel',
sadece gel...
bir kuşun kanadında,
bir çiçeğin yaprağıyla
kah bir yağmur,
deli tayların coşkusunu bilir misiniz?
yelelerini kamçılayan rüzgara koşarlar yarış edercesine
korkmaz yenilgiden, dört nala koşarlar.
ayaklarımı hissedebilseydim bende koşardım
hayata kafa tutar, vargücümle şaha kalkardım
pamuk ipliğine şaha kalkmak ne faydadır, dokunmak kafi
saatin kaç olduğunu bilmiyorum
uykum var mı?
birkaç kıyafetim var çantamda
benim evim var mı?
heyt be kızım dünya dönüyor
hayat bir vals değil mi?
cebinde tomarla para
altın yaldızlı evin de olsa
gençliğindeki arzu
kelimelere sığmayan sevgin olmadıkça
ben neyleyim.
paran için seni bekleyeceksem
kedimi gördün mü sen hiç gecem
geçenlerde bileğimi kanattı
ağlamadım ama canımı çok yaktı
bağırmadım ona kızamadım
yine sevdim, daha çok sevdim
sen gibiydi...
' bana da bir şiir yazar mısın? ' diye sormuştun ya güzel gözlü,
kelimeler kifayetsiz kalıyor, yazamıyorum.
boşa koysam dolmuyor, doluya koysam taşıyor yaşananlar,
affet küçüğüm olmuyor, olamıyor....
nedir beklenilen gözlerinin içinde
iki dudağının arası, sevgi mabedinde
kapalı kapılar ardında
'aklın nerdeydi' diyorlar
korkuyorum cevaplamaya...
dün akşam saçlarımı kestirdim dost
kıvır kıvır buklelerim yerdeydi
kötü olan herşey gibi.
gözlerime dalmışım biran, göremedim
göremedim aşık olunan o pırıltıları,
yoksa onlar mı yerdeydi?
satırlarını okuduğum kadarıyla bu bayan, duygularını çok güzel dile getiren, gem vurabilen, irade sahibi birine benziyor. Ve yine okuduğum satırlardaki öfkesini çocukluğunda yaşadığı bazı olaylara yorumluyorum keza şair adayı bayan,tanıtımında da kendini yeterince izah edebilmeyi başarmış. her şiiri ...